Günümüz enerji trendleri Dünyanın kısıltlı kaynaklarının tükenmeye başlaması ile farklı alternatiflere doğru yönelmeye başladı. Aslında çok geç bile kalındı ama fosil yakıtların tükenmeye başlamasının yanında çevre kirliliğinin de en önemli faktörlerinden olması sebebiyle gelişmiş ülkeler uzun zaman önce doğa dostu enerjiye geçmeye başlamışlardı bile. Hybride denilen ve Türkçeye hibrit olarak yerleşen melez anlamına gelen kelime ile iki farklı enerji kaynağının bir arada bulunduğu sistemler gelişti.
Batarya
İlk başlarda sadece bir iki marka otomobilde hibrit araçlar üretilmiş ve yollarımızda kullanılmaya başlanmıştı. Özellikle Paris İklim Anlaşmasının imzalanmasından sonra mı oldu bilmiyorum ama birden bire elektrikli araçların tam gaz piyasaya girdiğini gördük. Daha bir iki yıl öncesine kadar hibrit bir modeli bile olmayan markaların birden bire bir kaç model elektrikli araçları satılmaya başlandı. Bu araçların fiyat performans kriterlerine nasıl bakıyrlar bilmem ama benim bildiğim şu ki batarya ile çalışan ve en fazla ortalama 350 km gidebilen ve tekrar şarj olabilmek için 1-2 saate ihtiyacı olan bir arabayla bırakın şehir dışına çıkmayı büyük şehirlerde kullanmak bile ciddi sorunlar yaşatır.
Hibrit araçlar ise hem batarya hem de fosil yakıtı aynı anda kullanabilen ara model olarak üretildi. Belli hızlara kadar olan sekansta sadece elektrik motoru, daha hızlı sürüşlerde hise benzinli motoru devreye giriyor. İşin en güzel yanı da bataryasını araç hareket halinde iken kendi kendine dolduruyor olması. Bu şu demek şehir içinde muhtemelen trafiğin yoğun olduğu saatlerde zaten yüksek hızda gidilemeyeceğinden sıfır emisyona sahip elektrik motoru ile seyahat edilecek, şehir dışına çıkıldığı zamanlarda ise her iki motor da kullanılabilecek.
İki enerji kaynağının bulunması ve motor seçimi biraz kafa karıştırıcı gibi olsa da bütün bu geçişler çoğunlukla otomatik olarak yapılıyor ve siz sürüş anında birşey hissetmiyorsunuz bile. Hibrit araçların motorları diğer motorlu araçlara göre daha karmaşık olduğundan olası kazalarda masraflarının da biraz fazla olması beklenen bir durumdur. Hibrit motor seçenlerin bu durumu gözardı etmemesi icap eder. Bunun yanısıra elektrkli araç teknolojilerinin özellikle batarya ve menzil anlamında kendini geliştirmesi belli ki biraz süre alacak. Bu sadece şarj istasyonu sayılarının fazla olmasıyla değil aynı zamanda şarj sürelerinin de hızına bağlı olacak.
Henüz cep telefonu bataryaları bile ortalama bir gün idare edebiliyorken otombiller için nihai çözüme ulaşana kadar hibrit modeller daha cazip gibi duruyor. Tabii ki arabayı kollamak ve sürüş noktasında agresif olmamak kaydıyla.
