GELDİKLERİ GİBİ …
Daha 19 Mayıs tarihi gelmemiş, Anadolu’ya dahi geçmemiş iken İstanbul’da İngiliz donanmasına bakar ve şöyle söyler; GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER.
6 Ekim İstanbul’un yeniden fethi gibidir bizler için, çünkü şehrin her yeri İngiliz askerleri ile işgal edilmiş iken, bir kurşun bile atmadan Dünya’nın en güzelini sahiplerine bırakıp gittikleri gündür. Çünkü onlar da kuruluş savaşında gördükleri gibi bu ülkede yaşayanların yalnızca iki seçeneğini vardır, Ya İstiklal Ya Ölüm.
Boğazlar Bizim
İstanbul o zaman ülkenin başkentidir ama Anadolu’dan yükselen bağımsızlık ateşi o kadar kuvvetlidir ki tüm sınırları ile her yer santim santim başkent gibidir adeta. Sadece İstanbul değil esaretten kurtulmak ve tam egemenlik için Çanakkale boğazı ile birlikte Montrö anlaşmasının imzalanması da gerekecektir.
İstanbul İngiliz işgalinden kurtarılmış ve yeni başkentin Ankara olmasıyla en azından birincil hedef olmaktan çıkarılmış ise de günümüze gelinceye kadar önce insan ve işgücü işgaline, devamında gecekondu işgaline, günümüzde de motorlu araç trafiği ile rezidans işgaline maruz kalmaktan kurtulamamıştır. Bütün bunlara rağmen İstanbul yine de direnmiş, güzelliklerini muhafaza etmeyi başarmıştır.
Tüm Dünya için geçerli olan bir şey varsa o da bir şehrin en riskli ama aynı zamanda da en güzel olmasına sebep olabilecek doğal bir su yoluna sahip olmasıdır. Akıllı çözümler bulunamaz ise bu su yolu en büyük engel, en büyük tehlike ya da en büyük sorun olabileceği gibi korunabilir ve kullanılabilir ise en büyük değerimiz de olabilir.
Yeni Düşman
Cumhuriyet tarihi boyunca İstanbul bu manada maalesef kontrolsüz büyümeye maruz kalmakla birlikte yönetemediğimiz doğal su yolu yetmezmiş gibi, gerçek sebebini bilemediğimiz bir yapay su yolu projesi ile bir de kelepçe vurulmak istenmektedir. İstanbul coğrafyasının en büyük sorununun nüfus artışı ve iç göç olmasına rağmen, yeni ilave nüfus ve dış göç dalgasının çözüm yerine sorun getireceği açıktır.
Yaklaşık yüz yıl önce düşman işgalinden kurutulan İstanbul’a ne kadar seviniyor isek, yüzyılın işgaline maruz kalmasına da o kadar üzülüyoruz. Gelecekte İstanbul’un nasıl olacağını bilmek mümkün değil ama yapay su yolunun İstanbul’a ve ülkemize faydası olacak ise yanılmış olmayı tercih ederim.
