AMATÖR(!) ŞUBE

3 min read

Basketbol, voleybol, hentbol gibi kısaca futbol dışındaki tüm şubelerin hepsine birden amatör şube deniyor. Bu yaklaşım genelde de kendilerini büyük spor kulübü diye gösterenlerce yapılıyor. Bence amatörlük bu şubeler için hiç uygun bir tarif değil. Profesyonel spor kulüplerinden hiç birisi de çıkıp buna itiraz etmiyor. Sadece bu branşlarda bile ciddi sayıda insan çalışıyor ve bu branşların sporcuları ciddi paralar kazanıyorlar. Yani para karşılığı sözleşme yapılan herahngi bir branş amatör olamaz.

Zevkler ve Renkler

Bir kere bazı ülkelerde bu sporlar futboldan daha çok seviliyor. Hiç bir spor dalının diğerinden resmi olarak üstünlüğü olamaz zaten. Bu sporu yapan kişi sayısı, eğitimci sayısı, hakem sayısı tabi ki farklı olacaktır. Doğru dürüst kar yağışı olmayan İstanbul’da buz hokeyi ligi var. Bir çok farklı spor dalı var ve bir çoğunu yapan insanlar var. Herhangi bir kulüp bağı olmayan epey bir insan vardır ve bu işi sağlıkları ve zevk aldıkları için yapıyorlardır. Ortada bir amatörlük varsa işte bunlara diyebiliriz. Adı çıkan özellikle basketbol ve voleybol sporlarının futboldan sonraki branşlar olduğu saöylenebilir ama asla amatör değiller.

BASKETBOL – VOLEYBOL

Bazı müesseler sadece basketbol veya sadece voleybol takımları kuruyorlar ve ciddi paralar ile dünyaca ünlü oyuncuları getiriyorlar. Bu onlar için aynı zamanda çok ciddi bir reklam sağlıyor. Ama müessese olmayan kulüpler sponsor bulamadıkları takdirde bu şubeleri taşımakta zorlanıyorlar. Sırf Euroleague de oynayabilmek için 10 milyon euronun üzerinde bütçesi olan takım kurmak gerekiyor ki hemen hemen presstijden başka bir getirisi de yok. Sadece Türkiye liglerinde ayakta kalabilmek için bile ciddi paralar gerekiyor bu amatör(!) şubeler için.

Ya Tutarsa

İlk iki veya üç takımın dışındaki diğer takımlar olabilecek en az bütçeler ile bu takımları zorlamaya çalışıyorlar. Aslında bir nevi lig içinde lig varmış gibi sıralama oluşuyor. Bu kadar kısıtlı kaynak ile sadece menajer görüşmeleri ile takımlar kuruluyor ve işler tamamen şansa kalıyor. Özellikle ülke dışına ya da Avrupa’ya ilk kez gelen oyuncular ile tam bir kumar oynanıyor. Yöneticiler de küme düşmeyelim ama nerede olursak olalım diye kuruyor olmalılar bu takımları.  Oysa taraftara oynarken sahaya çıktığımız her branşta biz en tepeyi hedefleyen bir kulübüz diye de gaz vermeyi biliyorlar.

8000 SPOR DEDİĞİN NEDİR Kİ?

Bir kere Avrupa kupalarında oynatılan yabancı sayısı serbest olduğundan ve Türkiye ligi için bunların içerisinden 5 tane seçerek her hafta ayrı takımlar ile mücadele etmek tamamen adaletsiz bir sistem. Ya bütün takımlara bu serbestlği getirmek ya da sadece Türkiye de oynayabilecek yabancıları sezon boyunca hiç değişmeden belirlemek lazım. Adı amatör ama sistem çok profesyonel. Eşit ağırlıkta bütçeler ile sınırlanmış ve yabancı seçimi daimi olan adil bir lig umarım ki yapılır yoksa ne başkanlar sahip çıkar ne seyirciler derken ligi kuracak takım bile bulamayız.

GOOGLE

 

+ There are no comments

Add yours