Eğri otursak da oturmasak da her zaman doğru konuşmak lazım. Bana göre Netflix ülkemizde açıldığından beri medya sektöründe daha keskin ayrışmalar yaşanmaya başladı. Televizyondan önce gazete ve radyo varken işin esası genelde haber peşinde koşmaktı. Netflix’ten önce haber, müzik, belgesel, ulusal ve yerel kanalları varken şimdi başka birşeyler de oldu.
Platform
Platform ismi ile yeni bir takım oluşumlar çıkıverdi karşımıza. Dünya ile kıyaslayınca ne kadar geriden geliyoruz bizden önce hangi ülkelerde vardı bilmiyorum ama bu öyle bir şey ki esasen televizyona bile ihtiyacınız yok. Sadece internetin yanında akıllı telefon, tablet veya bilgisayar olması yeterli. Gerçi son zamanlarda çıkan akıllı televizyonlarda bazı platformlar kullanıma o kadar hazır geliyorlar ki kumanda düğmesi bile var. Yalan yanlış ve manipülasyon ile dolduruşa gelmemek için ulusal kanalları çoğunlukla izlemiyorsanız size Netflix, Amazon, Exxen, Gain, BlueTv ve benzeri platformlardan bir iki tanesi yeterli gelecektir.
Netflix’in bu sektörün öncüsü olması sebebiyle bende ayrı bir yeri var. Elbette ki RTÜK ve yanındaki diğer kontrol mekanizmaları sebebiyle uzun zamandır sınırlı ve kısıtlı davranılıyorken bu platformlar ile birlikte gerçek öncelikle küfür nasıl kullanılırmış öğrenmiş olduk. Kabul etsek de etmesek de küfür hayatımızın bir parçası. Bunun yanında cinsellik açısından da eleştiriler ve çekinceler konuşuluyor ama burada en önemli faktör çocuklu ailelerin özellikle içerik ve yaş sınırlamalarına çok dikkat etmeleri gerektiği.
Sen Ne İstersen
Netflix ile bir kere keyfinize göre seçimler yapıyorsunuz, istediğiniz yerde durdurabiliyor, ileri geri yapabiliyorsunuz, en önemlisi kaldığınız yerde sizin açmanızı bekliyor bölüm kaçırma derdiniz yok, izleme karakterinize göre size öneriler getiriyor, altyazı ve dil seçeneğini söylemeye bile gerek yok. Unutmadan söylemeliyim ki bir saniye bile reklam yok! Bundan daha büyük bir nimet olabilir mi?
Ulusal kanallardaki herhangi bir diziyi bitirmek demek sezon boyunca özetler ve reklamların arasına sıkışarak aylarca izlemek, beklemek yerine neredeyse bir iki günde ortalama bir dizinin bir sezonunu bitirebilmek için bir platformda olması yeterli. Biz insanlar takdir kıymet bilmek yerine bu sefer de dizileri beğenmemeye içeriğin yetersiz olduğundan vs şikayet etmeye başladık. Oturup saysak bilmem kaç tane dizi bitirmişizdir ama hala yeterince iyi diziler değil diye sızlanıyoruz.
Bence yapılan her dizi de film de belgesel de değerlidir. Onun için bir sürü insan belli bir emek, zaman, iş gücü ve para harcayarak bir eser meydana getirmiş olduğundan saygı duymak gerekir. Çok yüksek maliyetli yatırımların çok büyük reklam giderleri ile birlikte özellikle de sinemalarda çok büyük hasılatlar yapması gerekir ki ayrıca bu süreçte reklam ve sponsorllar da devrededir.
Bütün bunları düşününce Netflix’in sadece üyelik ücretleri ile bu kadar sayıda filmi ve diziyi üretmesi sadece senaryo anlamında bile oldukça zordur. Bence Netflix iyi ki var ve iyi ki birileri de onu takip ediyor.
+ There are no comments
Add yours