Maçtan Önce
Moskova gibi hem mevsimsel hem de lokasyon olarak zor bir deplasman maçından, istediğini alacak yeterlilikte bir oyun ve taktik ile gol yemeden üç puan alarak İstanbul’a dönen Galatasaray BJK maçı için sahada olacak. Uzun zamandır takımdan ayrı olan ve sadece üç Avrupa maçında oynayabilen Marcao bu maç ile tekrar bir lig maçında takıma katılacak. Neredeyse yeni bir transfer gibi hissedilecek. Fatih Terim’in ısrarla istediği pas oyununun defanstan çıkışlarında en büyük kozu olan Marcao hissedilir bir iyileşme getirebilir. Onun yokluğunda Lyundama bu işi yapamadığı gibi yapamadığını da bilmiyordu. Nelsson da Marcao ile benzer özellikte ve sağlam oynayan bir oyuncu olunca iyi bir tanem ikilisi yakalamış gibi görünüyoruz, umarım sezon boyunca hem sakatlık, hem kart hem de bariz gole giden hata yapmadan oynarlar.
Kulüp başkanlığını veya yöneticiliğini bırakıp TFF başkanlığına geçilmeye başlanıldığından beri futbolun da kalitenin de adaletin de hakemlerin de topyekûn geriye gittiği bir dönemden geçiyoruz. Ülke ekonomisinin yansıması olarak kulüplerin de ekonomisi iflas noktasına gelince futbolu sadece sahada kazanmak yerine her şey mübah sadece ben ve benim kulübümün çıkarları diyen yönetimler ortaya çıktı. O kadar tahammülsüz ve yüzsüz çıktılar ki, rakiplere yapılan hakem hataları, ceza yaptırımları ve disiplin suçları karşısında kıs kıs gülerler iken kendilerine yapıldığını sanan (ki kamuoyuna göre Karalar doğru idi) hata sandıkları karar yüzünden MHK başkanını istifa etmek zorunda bıraktılar. Oysa görmedikleri şu ki şimdiye kadar kendi lehlerine hatta yapan hakemler de aynı hakemler idi.
Maçtan bir gün önce Nef Stadyumunda yapılan seyirciye açık antremanda görüldü ki talımda herkesin keyfi de morali de yerinde. Umarım bu durum takımı rakibi ciddiye almamak gibi bir zaafiyete düşürmez. Bugün oynanacak maçın sonucu ne olursa olsun, Galatasaray takımı yeni kurduğu genç ve dinamik kadrosu ile gün geçtikçe daha iyi oynayacak gelecekte her kulvarda yenilmesi zor bir takım halinde gelecektir.
Maçtan Sonra
Bu maç hangi sonuçla biterse bitsin tarihin en kollanmış hakem performansına sahne oldu. VAR zaten normalde çalışmıyor ama olur da bir sakatlık çıkar diye atadıkları hakemle onu da garanti altına almışlar. Yaklaşık 18 kişiye karşı oynanmış maçı, bir kaleci hatası bir de henüz golcü olma yolunun başındaki forvetinin kaçırdığı penaltı ile tamamladık. Buraya özellikle yazıyorum ki penaltı kurtarılmaz kaçırılır.
Kadro seçerken Fatih Terim’e laf etmek haksızlık ama oyunun ilk yarısından sonra yapılan müdahelesine ve geç kalmasına bir çift lafımız olacak. Maçın başından beri bir tane olumlu hareketi olmayan ve 1 kişi eksik oynatan Diagne ile ikinci yarıya başlamamalıydık. En büyük aksama burada idi, ondan sonra ise Taylan’ın ne yaptığını ve geriye gidişini durduramamak da teknik kadroya yazar. Penaltı atacak kişiyi hoca mı seçti bilmiyorum ama Mustafa’nın kendine geldiğini sandığından olsa gerek onu seçti. Ben bu şartlarda ona değil ya Cicaldau ya da Babel’e penaltı attırırdım. Ama yapacak bir şey yok, hakem faktörünün bu kadar etken olduğu maçı bu skorla ve hatta maça ortak olacak noktaya getirmek de bir başarıdır…
Maçın İlk Onbiri ve Performans Puanları;
Muslera: 3
Yedlin: 7
Marcao: 7
Nelsson: 6
Anholt: 6
Morutan: 5
Cicaldau: 6
Taylan: 3
Kerem: 6
Berkan: 7
Diagne: 1
Fatih Terim: 5
+ There are no comments
Add yours