EMMA RADUCANU – LEYLAH FERNANDEZ
Tenis dünyasının en önemli Grand Slam turnuvalarıdan Amerika Açık’ta yirmi yıldan fazladır ilk kez bu kadar genç isimler final maçı oynadılar. Diğer büyük turnuvalar için de durum muhtemel aynıdır. Elemelerden gelerek önüne çıkan herkesi yenip finale çıkan Emma ve Leylah bize hem zevkli hem de tarihi bir gece yaşattılar.
Gelecek Gençlikte
İkisi de 19 yaşında ve Z kuşağı dediğimiz kitleden. Bu turnuvanın finaline gelebilmek için yıllarını tenise vermiş bir çok tecrübeli oyuncuyu yenerek kendi yaş grupları için rol model oldular. Ben tenise yeni başlayan bir genç olsam, otuz küsur yaşındaki ünlü bir oyuncuyu örnek almak yerine onun gibi yapabilmek mümkün diye bu kadınlardan birisini örnek alırdım.
Her iki sporcunun da doğduğu yerler, yaşamları ve aile kökenleri başlı başına bir hikaye; Çin, Romanya, İngiltere, Ekvator, Filipinler ve Kanada. Bu iki oyuncunun finalini oynadığı Amerika Açık içerisinde 6 farklı ülkenin adı var.
Emma Raducanu
Aile bireylerinin birisi Romanya diğeri Çin asıllı ve Kanada’da doğmuş. 2 yaşında Londra’ya yerleşmişler ve İngiliz vatandaşı olmuş, Aslına bakarsanız İngiltere onu tenisçi yapmış. 2021 Wimbledon Şampiyonası’nın ana kura çekimiyle ilk çıkışında dördüncü tura ulaşmış ve bu sebeple Amerika Açık eleme yarışmasına katılmasına yardımcı oldu ve ana çekilişe hak kazanmış. 1977 Wimbledon’da Virginia Wade’den bu yana teklerde büyük bir şampiyonluk kazanan ilk İngiliz kadın oldu ve üstelik Raducanu bunu turnuva boyunca set kaybetmeden yaptı. Kadın tenisinde bu tip rüya turnuvaları yaşayan erkeklere göre daha çok oluyor ama bakalım devamını getirebilecek ve kalıcı bir yıldız olabilecek mi?
Leylah Fernandez
Bu bizim dilimize göre bildiğimiz Leyla aslında. Aile bireyleri Ekvator ve Filipinli, o da Kanada da doğmuş orada büyümüş, babası koçluğunu yapıyor ve ablası da tenis oyuncusu. Amerika Açık’da finale gelene kadar Osaka ve Kerber gibi üst seviye oyuncuları yenerek gelmiş. Aslında onun için de bir rüya turnuva oldu ama iki rüya aynı anda gerçekleşemeyecekti.
Bu final bize başarmanın her yaşta ve hem millet için mümkün olduğunu, fırsat ve imkan olunca Dünyanın neresinden olursanız olun yaptığınız işin en iyisini yapabilirsiniz mesajını veriyor. Bugün savaş ve radikalizm sebebiyle ülkelerinden ayrılan göçmenleri sınırlarından içeri almayan İngiltere ve Avrupa Birliği, Filipinler’den ve Romanya’dan Kanada’ya göç etmiş, oradan da İngiltere’ye yerleşmiş Emma’yı 44 yıldır yapılamayanı yaptı diye sahiplenmesi çok manidar değil mi?