İSTANBUL
İstanbul’u üç dakikalık bir yazıya sığdırmak ne mümkün. Olsa olsa akla ilk gelen hislerimi paylaşmak olur. Bu yazı dizisinde daha önce gitmiş olduğum yerlerden akılda kalanları sizinle paylaşacağım. 1 Numaradan başlanır tabii ki.
İstanbul Candır
İstanbul bizim aşkımızın şehridir. Eşim ile İstanbul’da tanışmadık ama İstanbul’da buluştuk İstanbul’da tanıdık birbirimizi. Her şeye rağmen İstanbul diyenlerdeniz. Gülü seven dikenine katlanır misali trafiği ve keşmekeşi sadece dikenidir olsa olsa.
İstanbul’da herhangi bir deniz seyahati yapmanız, nereden nereye olursa olsun sizi alır başka diyarlara götürür. İstanbul’u İstanbul yapan kıvrım kıvrım su yollarıdır ve sizi şehrin kalbine götürür.
İlginizi çekebilir;
Şehir Hatları Vapuru
Eminönü-Kadıköy vapurunda binmek demek; bir kere kıtalar arası seyahat demektir, hangi yöne bakarsanız bakın şehrin sembolleri karşılar sizi. Vapurun solunda oturuyor iseniz; Galata Kulesi, Karaköy, Dolmabahçe, Boğaziçi, Üsküdar, Kız Kulesi, Selimiye Kışlası, Haydarpaşa ve Kadıköy hepsinden ayrı bir kitap çıkar. Vapurun sağında oturuyor iseniz; Eminönü, Yeni Camii, Güvercinler, tarihi hanlar, Sirkeci Tren Garı, Sarayburnu, Ayasofya’nın ihtişamı, Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Camii ile tarih önünüzden geçip gider. Hele bir de gün batımında seyahat ediyor iseniz adıyla özdeş tarihi yarımada anılarınızdadır artık.
Eskiden İstanbul’a Anadolu’dan ilk defa özellikle Tren ile gelenler Haydarpaşa’dan vapura binerek karşıya geçince bu kısa seyahatin büyüsüne kapılarak İstanbul sevgisinin ilk tohumlarını ekmiş oluyorlardı farkına varmayarak. Tıpkı Boğaziçi köprüsü yapılmadan önce Harem’den arabalı vapur ile karşıya geçenler gibi. Umarım Türkiye’de yaşayan herkes bir gün bu seyahati yapar. Yapamayanlar için Google sokak görünümü şeklinde şehir hatlarının vapur seyahatinin bir şekilde haritalarda yer alması gerekir bizim gibi İstanbul sevdalılarına.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi