KALP & BEYİN
İnsan vücudundaki tüm organların ayrı ayrı önemleri var ama kalp ve beyin en başlardakilerden olsa gerek. Her ikisi de yaşamsal ve aralarında anlaşılması zor bir his var; sevmek. Aşk dediğimiz bir insanı normalin dışında tarif edilmesi zor bir şekilde sevmek veya bağlanmak olabilir, genellikle de kalp ile tarif edilir. Bunun sebebi heyecan üzerinden açıklanabilir ve sevdiğini gören insanın kalp atışı hızlanır. Bundan olsa gerek ki kalp çarpıntısı ve heyecana veren olan organın aşka sebep olduğu sanılır.
Sevmek
Bana göre bu sadece biyolojik bir refleks ve sonucunda ortaya çıkan semptomlar. Asıl seven organ bence beynimizdir. Karşımızdaki insanı akıl ile keşfeder akıl ile sorgularız. Duyu organlarımız zaten beynimize en yakın olanlar. Her duygumuzu akıl yönetir sevip sevmemek de buna dahildir.
Yaşamak
Dünya Kalp Günü vesilesi ile sevmek meselesi bir yana, kalp ve damar hastalıkları sebebiyle bulaşıcı olmayan hastalıklar dışında olan ölümlerin yaklaşık yarısının olması bize çok şey anlatıyor aslında. Ülkemizdeki insanların yaşlanınca veya sağlıklı beslenmeyince kalp yetmezliği ile kalp krizi ölümlerin esas sebepleri gibi görünüyor.
Hayatta Kalmak
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2012 yılında tüm dünyada bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölümlerin yüzde 46,2’si (17,5 milyon) kalp ve damar hastalıkları nedeniyle olmuş ve bence bu oran özellikle bizim ülkemizde diğer senelerde de aşağı yukarı böyledir. Sağlık Bakanlığının kalp ve damar hastalığına yakalanma riskinden uzak durmak için sıraladığı;
- Sağlıklı beslenin,
- Düzenli fiziksel aktivite yapın,
- Tütün ve tütün ürünleri kullanmayın,
- Alkol kullanmayın,
- Kardiyovasküler riskinizi öğrenenin,
- Kilolu veya obez olup olmadığınızı öğrenenin,
- Kan basıncınızı öğrenenin,
- Kan şekerinizi öğrenenin,
- Kan lipidlerinizi öğrenenin.
- Hekiminizin verdiği sağlıklı yaşam önerilerine uyun.
Tavsiyelerini nüfusumuzun ne kadarlık bir kısmı yapabilir orası çok tartışmalı ama her insanın kalp sağlığına önem vermesi yine kendi imkanlarıyla olacaktır. İster kalbinizle ister beyninizle sevin ama şunu unutmayalım ki hayatta bizim bedenimiz de bizim. Bu Dünya’ya gelmiş isek bunun hakkını vermeli sonuna kadar hayatı yaşamalıyız.
