İĞNEADA
İğneada, Kırklareli iline bağlı bir belde ve aynı zamanda doğal güzellikleriyle tanınan bir turizm bölgesidir. Karadeniz’in etkileyici kıyılarıyla ünlüdür ve UNESCO tarafından korunan bir biosfer rezervi olan İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı’na ev sahipliği yapar. Ayrıca, temiz plajları ve doğal yaşamıyla da dikkat çeker.
İğneada’ya ulaşım Demirköy üzerinden Trakya’nın en yüksek kesimleri olan Yıldız Dağlarından geçerek sağlanır. Kırklareli’nden yaklaşık 100 km mesafede olmasına rağmen yolun inişli çıkışlı ve kıvrımlı olması sebebiyle beklentiden biraz daha uzun sürüyor. Mevcut yol son yıllarda biraz daha iyileştirildi ve daha rahat bir yolculuk sağlanmış olmasına rağmen kış şartlarında zaman zaman aksaklıklar da yaşanmıyor değil. Üstelik bu yol İğneada’ya ulaşılacak tek karayolu denilebilir çünkü konumu itibari ile Bulgaristan sınırı, Karadeniz ve Longoz ormanları arasına sıkışmış bir yer burası.
Ulaşılması zor olduğundan olacak ki doğal güzellikleriyle Karadeniz yeşiline ve deniz mavisine sahipliği nispeten insan etkisinden korunmuş. Son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle popüler olmaya başlamış merkezinde ve civarında yeni konaklama tesisleri oluşmaya başlanmıştır. Karadeniz ve biraz da kuzeyde kalması sebebiyle yaz mevsimi sıcaklığının en çok 2 ay sürdüğü beldede Longoz ormanları ve tatlı suyun deniz ile birleştiği bölgelere kampçılar için çok keyifli imkanlar sunar.
Nükleer Tehdit
İğneada ve bölgenin gelecek yıllardaki en büyük sorunu ülkenin 3. Nükleer Enerji santralinin bu bölgeye yapılmak istenmesi. Mersin’de inşaatı devam eden ilk santarleden sonra Sinop bölgesinde ikincisi ve nihayetinde Marmara ve Trakya için üçüncü santral. Umarım ki gelişmiş ülkelerin birer birer vazgeçmeye başladığı Nükleer Enerji modelinden Paris İklim Anlaşmasının zorlaması mı yoksa engellemesi mi sebep olur bilemem ama bir şekilde risklerin göze alınamayacağı ve yeşil enerjinin daha etkin kullanımı ile 3. santrale ihtiyaç kalmayacağını görürüz. Çernobil faciası yaşandığı zaman ülkemize nasıl etkileri olacağını vatandaşlardan gizleyen devlet yetkilileri olduğu sürece sağlığımızın kendi kontrolümüzde olmadığının da farkındayız.
Yatağan Termik Santarlinin Gökova Körfezinin merkezine konuşlandırarak o çevrenin her türlü canlı hayatına kastetmekten çekinmeyen eski hükümetlerin doğa, çevre ve insan sağlığını hiçe saymasını görmezden gelip benzer bir yanlışı bu sefer nükleer santralerle yapmak devlet aklının nereden nereye geldiğinin göstergesidir.