TFF BAŞKANI
Yeni futbol sezonunun TFF Başkanı 18 Temmuz 2024 tarihinde belirlenecek. Seçilecek demiyorum çünkü son yıllarda adına seçim dedikleri ama ya tek adaylı ya da işaretlenmiş önceden bilinen kişiyi seçiyormuş gibi yapmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Sözde özerk ama özde kukla yönetim Türk futbolunun içine etmeye devam ediyor.
Bu seçimin bir devrim etkisi yapmasını istiyorsak önce yasal altlığı değiştirmeli, tam bağımsız bir yapıya geçilmelidir. Üstelik sadece TFF de değil, hakemlerin de tam bağımsızlığını ilan etmesi hatta disiplin ve tahkim kurullarının bile federasyon başkanından bağımsız olması şarttır. Tıpkı ideal demokratik ülkelerde olması gereken yasama, yürütme ve yargı organlarının bağımsızlığı futbolda da uygulamalı. Futbolda adalet ve eşit rekabet eğer gerçekten isteniyorsa aklın yolu budur. TFF Başkanı olabilmek için bence olması veya olmaması gereken asgari şartları oturup tartışmalı, şöyleki başkanın;
- Herhangi bir kulüp ile sempatizanlık dahil hiç bir bağı olmamalı.
- Ülkede tarafsız biri bulunamıyor ise yabancı bir futbol adamı bile olabilmeli.
- Tek adaylı seçim olmamalı.
- Mutlaka yabancı dil bilmeli, ayrıca
- MHK tam bağımsız özel bir hizmet şirketi gibi olmalı.
- Hakemlik tam profesyonel olmalı ve birden çok teşebbüs ihale veya hizmet karşılığı gibi farklı bir sistem ile seçilmeli. Gerekirse her hafta ayrı şirketlerden hizmet alınmalı.
- Denetleme kurulları, disiplin ve tahkim kurulları da tam bağımsız ve kulüp bağı olmayan kişilerden oluşmalı.
- Ceza sistemi sezon ortasında değiştirilememeli ve uluslararası standartlara uygun olmalıdır.
- Adı olan ama kendisini hiç görmediğimiz Etik Kurulu futbolu bilen ama tarafsızlığını bir yemin ile herkese duyuracak kişilerden oluşup, kulüplerin, teknik direktörlerin ve oyuncuların anormal ve mantık dışı tüm davranışlarını etik kurallar çerçevesinde değerlendirecek kişilerden oluşmalı. Yabancı olması tarafsızlık ilkesine oldukça uygun olabilir.
- Özellikle Anadolu takımları için deplasman takımlarına göre kapasite ve bilet fiyatı belirleme işinde standartlar belirlenmeli.
- Hiç bir kulüp başkanı veya yöneticisi aynı ligdeki diğer bir takıma sponsor ve reklam veren olmamalı. El altından bu kuralı bozan olursa en ağır cezalar verilmeli “şike” ile eşdeğer tutulmalıdır.
- Kiralık sporcular hiç bir şartta kendi takımlarına karşı oynatılmamalı.
- Hakemi ve futbol izleyicisini sahanın neresinde olursa olsun aldatan oyuncular için ayrı bir kart sistemi getirilip ağır cezalar uygulanmalıdır.
- Oyun süresi tıpkı basketbol gibi topun oyunda kaldığı süreler sayılmalı, diğer zamanlarda saat durdurulmalıdır.
Bu liste çok ciddi sıkıntılar yaşanılan ve sürekli şikayet ettiğimiz sorunlar için yetersiz ise elbette ki uzatılabilir. Ama bir yerden başlamak sistemi baştan aşağı yenilemek ve adil bir rekabet ortamını oluşturmak gerekir. 18 Temmuza kadar çok ivedi değerlendirme ve tartışma kurulları oluşturulup çok geniş katılım sağlanarak konu masaya yatırılmalıdır.
Bizim aynı sistemi kullanacak A B C kişilerine ihtiyacımız yoktur. Sadece isim değişikliği için seçime girmek daha kötü günlere yelken açmaktır. Sistem düzelmediği sürece gelen gideni aratacak, kaos bitmeyecek ama tüm futbol paydaşları kaybedecektir.