DOLMUŞ
Dolmuş denince akla ilk günümüzde kullanılan ve tıka basa insan ile doldurulmuş yarım otobüsten daha kısa bir toplu taşıma aracı gelir. Adından mı bilinmez ama. dolmuşların dolmak zorunda olmak gibi bir misyonu var sanki. Çoğu zaman zaten boş bulunmuyor, özellikle de pik saatlerde. Yanlız bu duruma neden tabi oluyoruz bilemiyorum ancak otobüslerin bu kadar sık sefer yapılamadığı yerlerde büyük bir açığı kapattıkları da bir gerçek.
Dolmuş dediğimiz buluş zannedersem bize ait ve zamanında ulaşım bu kadar alternatifli değil iken ilk motorlu araçlar ile taşımacılık oldukça pahalı imiş. Bunu çözebilmek için Halit isimli bir taksi şoförü ücretini denkleştiremeyen ve aynı yöne giden 4 yolcuyu toplam bedeli paylaşarak taşıdığı ilk seferiyle dolmuşçuluğun temellerini atmış. İlk sefer Eminönü – Nişantaşı arasında imiş, bu gelenek giderek farklı rotalar ile Taksim, Topkapı, Bakırköy, Kadıköy gibi merkezler arasında da seferler başlamış. Aslında 1960 lı yıllardan sonra bir kaç hatta tramvay da mevcutmuş ama taksilerin de oldukça lüks olması sebebiyle “tabanvay” diye bir tanım bile yapılmış çünkü bir çok İstanbul’lu yürüryerek ulaşırmış gitmek istedikleri yere.
Klasikler
İlk kullanılan dolmuşlar aslında taksi olan Amerikan klasikleri, koldan vites ile direksiyon yanında olduğundan ön koltuğa da iki kişi oturabiliyordu. Benim çocukluk zamanlarımda 1970 li yıllarda İstanbul’da iken çok fazla olmasa da zaman zaman ailecek bindiğimizi hatırlıyorum. Özellikle şehirler arası seyahat yapmadan önce valiz vs olduğunda sokağımızın başında bekleyen o kocaman taksilere binerek Topkapı Otogarına giderdik. Nasıl kullanıldığını bilmezdim ama ön cam sağ kısmında kaporta üzerinde şimdiki elektrik sayaçlarına benzer bir cihaz yani o zamanın taksimetresi bulunurdu. Ya da bunu ben böyle biliyordum diyelim.
Bu dolmuşlar uzun süre direndiler hatta orta kısmı yarım koltuk olacak şekilde olan tipleri bire oldu. Keşke hala trafikte olabilseler de keyfini sürebilsek. Ama zamanla ekonomik olmaktan çıkınca burunları sivri tamamen koltuklu taksi dolmuş arası bir türe evrildiler ve bazı hatlarda hala da taşımacılığa devam ediyorlar. Bunun yanı sıra günümüzde kullanılan minibüslerin eski tiplerini hatırlayanlar bilirler yerden oldukça yüksek fakat içi oldukça kısa modellerinde ayakta seyahat etmek resmen eziyet gibi birşeydi. Boyunuz normalin biraz üstü ise iki büklüm olmak zorunda kalırdınız ve boyun sırt her tarafınız ağrırdı gidene kadar.
Özellikle İstanbul için güzel ve gülümseten bir tarihi olan dolmuşçuluk yerini daha konforlu yüksek iç mekanı ile en azından ayakta rahat durulabilen ve ilçe içerisinde kısa mesafeler için olmazsa olmaz minibüslerden tek isteğimiz, gittikleri yolu kapatmadan, insan taşıdığının farkında olarak işlerine devam etmeleri. Toplu taşımanın belki bir alt organları da olsa minibüs taşımacılığı şimdiki düzenin olmazsa olmazı.