GALATASARAY 2 – 1 İSTANBULSPOR
Kırkbeş günlük uzun bir Dünya Kupası arasından sonra kendi ligimize döndük. Ara bu kadar uzun olunca sanki sezonu ilk maçına çıkıyormuş gibi hissettik. Bizim takımın bıraktığı yer Başakşehir takımında kendi sahasında 7 gol attığı yerdi. Ara o kadar uzundu ki antrenman temposunu kaybeden her kişi için tekrar futbolda dönmek o kadar kolay olmayacaktı. Nitekim iki üç tane kritik oyuncumuz bu dönemde sakatlık bile yaşadı. Onların sakatlıktan çıksa bile form tutması ilk bir iki maçta eksikliğini hissettirecek. Neyse ki ilk rakip göreceli olarak biraz daha kolay görünen İstanbulspor’du. İlk yarı itibariyle kilidi açacak iki golü de bulduk. Kargo seçimi konusunda bu saatten sonra hoca için siz söylemeye gerek yok, çünkü oyuncuların hangisinin hangisinden daha iyi olduğunu cümle alem biliyor.
İkinci yarıda hiçbir şey olmayacağını beklerken gerçekten aktif dinlemeye geçtiler. Gomis çıkınca Seferoviç girebilir diye düşünürken oyuna almadı, belli ki takımdan ayrılacak. Rakip takımın bulabileceği pozisyon olsa olsa duran toplar olabilirdi, takımın boyu kısalınca neredeyse ilk duran toptan gol yedik. Yedek kaleci Okan yine güven vermedi aslında ama sekip rakibin önünde kalan topa karşı karşı iyi yer tuttu ve hatta ayağı ile de dokunarak golü önledi. Oyuncu değişiklikleri sanki zaman geçirmek için yapılmış gibi giren hiçbir oyuncu mücadele etmedi. Okan hocanın bu durumu izlemesi ve neredeyse puan kaybı bir çuval inciri berbat edecekti.
İlk yarı oynanan oyun ne kadar tatmin edici ise ikinci yarıda oynanmayan oyun can sıkıcı idi. Umarım bu maç ligin başladığını ve her puanın ne kadar zor olduğunu tüm takıma göstermiştir. Üç yerli kuralı için oldukça önemli hale gelen Kazımcan ikinci yarıda bir ikili mücadelede saha kenarında ayağını burktu ve oyundan çıktı, umarım ciddi değildir. Mertens maçın en verimli en koşan oyuncusu idi, diğer oyuncular ise vasat bir günlerinde idi. Biz bugün lider olduk ve lider kalmak istiyorsak oyundan 90 dakika kopmamamız ve enerjimizi sonunda kadar kullanmamız gerekiyor. Biz ancak kendi ipimizi kendimiz keser isek şampiyon olabiliriz yoksa arkamızdan çekenler de çelme atanlar da hiç bitmeyecek.