Eski adıyla Federasyon Kupası şimdiki adıyla Ziraat Türkiye Kupası tüm liglerden katılan takımlarla tam anlamıyla ülkeyi kapsayan bir turnuva olsa da güç dengeleri açısından farkların çok büyük olması sebebiyle ancak son sekiz takım kalana kadar pek tadı tuzu olmuyor.
Büyük takımlar daha çok yedek ağırlıklı oyuncularına şans veriyor alt lig takımlarda ne yapsak da çok fazla gol yemesek derdinde. Gerçi arada bir sürpriz yapıp alt lig takımlarına elenen Süper Lig takımları da oluyor ama genel olarak alt ve üst eşleşmelerin olduğu zamanlar çekişmeli maçlara sahne olmuyor bir türlü. Aslında büyük takımların ilk onbire giremeyen ve altyapı oyuncularını izlemek açısından da güzel bir fırsat Ziraat Türkiye Kupası. Bu akşam Galatasaray’ın maçında resmi maçlarda ilk kez gollerini atan oyuncuların yanında A takım seviyesinde oğlunun oynadığını ve ilk golünü gören bir Ayhan Akman’ın haklı sevinci gözlerinden okunuyordu. Herşeye rağmen her zaman ve her yerde güzel futbol oynamaya, bol gol atmaya ve alkışlanmaya tüm oyuncuların ihtiyacı olduğu gibi tüm taraftarların da bu güzellikleri izleme hakları var.
Ziraat Bankası gibi Türkiye’nin her köşesinde şubesi bulunan bir devlet kuruluşunun bu kupaya uzun yıllardır sponsor olması gerçekten de bu kupanın adının hakkını vermesi açısından çok isabetli bir seçim. İşin sonunda yerel getirisi çok fazla olmasada bu kupayı kazanan takımın bir sonraki sezon UEFA kupasına katılması bakımından değerli ve unutulmaması gereken bir gerçek.
Alt liglerdeki takımlar için bir kaç tur geçmek ve özellikle de Süper Lig takımıyla eşleşme durumunda televizyon yayınlarıyla tüm Türkiyenin önünde vitrine çıkma fırsatına sahip olmak en büyük kazançları olsa gerek. Hele ki içlerinde yetenekli ve kendini gösterebilen bir kaç genç oyuncu bulunması da bir diğer motivasyon kaynaklarıdır. Biz futbolseverler için özellikle kendi taraftarı olduğumuz takımın hazırlık maçını izlemek bile zevk vereceğinden açık kanalda stres olmadan keyifle futbol izlemek düşüyor.
+ There are no comments
Add yours