Türkiye’de oynadığımız tüm maçlarda hakem sıfatı verilen kişiler, maçı mı yönetiyorlar, yoksa krizi mi idare ediyorlar, akıllarından ne geçiyor, nasıl bir psikolojideler hakikaten merak ediyorum. Sürekli tutarsız ve sürekli galiz hatalar yüzünden kendi aralarında bu olaylar hiç olmamış gibi birbirlerini mi ağırlıyorlar yoksa kendi aralarında da mı hiç konuşmuyorlar. Fatih Terim’in dediği gibi hemen hemen her maçtan gizli gizli kaçarcasına stadlardan ayrılmak çok mu hoşlarına gidiyor. Sonra yine aynı sahaya bir kaç hafta sonra hiç bir şey olmamış gibi yüzsüz yüzsüz nasıl gelebiliyorlar, yoksa yapay zeka robot hakemler yapıldı da bizim mi haberimiz yok. Bunlar nasıl insanlar.
Bu haftanın Avrupa maçına geçmeden önce kadın hakları sebebiyle yapılan bir maç organizasyonu yapılmış ve güya anlamlı olması için de rakip olarak Fenerbahçe seçilmiş. Buraya kadar güzel de bir gösteri ve şov maçında hakemin bir takıma kırmızı göstermesi ki çok galiz bir durum da değildi. 5. dakikada doğrudan kırmızı göstermesi tam anlamıyla ne yaptığını bilmemektir. O pozisyonda sarı göstersen ne olurdu ayağı takıldı desen ne olurdu. Bütün bunlar diyelim ki oyun kuralları ya maçtan sonra FB yöneticisinin bayağılığına ne demeli. Ben çok büyük konuşmak istemem ama takımımın sadece müsabaka için ne kadar gerekiyorsa o kadar muhatap alınmasını onun dışında herhangi bir özel organizasyon veya münasebet kurulması taraftarı değilim. Ezeli rekabet için en azından aynı seviyede bir takım ve adamlık gerekliliği sağlanamadığından bu süreç tamamlanmalı ve sıradan bir lig maçına evrilmelidir.
Bu maçın sonucu ne olursa olsun biz kendi hedef ligimizde sürekli bu ve daha üst seviyelerde olmaya devam edelim. Bizim kuruluş misyonumuzu kulübümüzün kurucusu Ali Sami Yen “Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek” şeklinde açıkladığını tekraren hatırlatmak isterim.
+ There are no comments
Add yours