MAÇTAN ÖNCE
Galatasaray’ın kuruluş genlerinde var olan yabancı takımları yenmek hissini perşembe akşamı taraftarlarına mutlulukla, diğer taraflara da hasetle bir kere daha göstermiştir. İster kabul edin ister etmeyin ama aynı takımın ligde neden böyle sonuçlar alamadığının mantıklı tek şüphesi maçları yönetenler üzerinde görünüyor. Maçı ortadan yönetirsen, kart uygulamasında VAR uygulamasında takımına göre karar vermezsen maçın sonucunu oyun belirler, taktik belirler, beceri belirler ve iyi olan kazanır. Fatih Terim futbolda şans faktörüne inanmadığını defalarca söylemiştir. Yüzde yüzlük bir gol pozisyonunu kaçırmak şanssızlık değil ya atanın beceriksizliği ya da tutanın becerisidir. Perşembe gecesi Galatasaray sadece futbolun oynandığı ortamlarda nasıl oynayabileceğinin sinyalini vermiştir. Bu futbol Türkiye ligini silindir gibi geçer ve geçecek, bunu biz görüyorsak rakipler de görüyor ve bu düzenin kendi işlerine geldiğine de çok eminler. Bizim hedefimiz Avrupanın köklü ve sabit bir büyük takımı olabilmek ve Dünya çapında bunu sürdürmektir. Türkiye ligi bir araçtır.
Bugün Türkiye ligindeki yeni bir deplasman maçına çıkacağız. Maçı yönetecek hakemler rahat edebilirler çünkü Fatih Terim kenarda olmayacak. Tabi bu rahatlık doğru kararlar verme, adaletli ve aynı kuralları her takıma uygulayarak yapabilirler manasına söyledim. Aşağı yukarı her maç şapkadan tavşan çıkaran bir yönetim sistemleri olduğundan yeni bir iyileşme de beklenmiyor. Acaba bu maçta nasıl bir saçmalık uygulanacak merak içerisinde bekliyor olacağız.
MAÇTAN SONRA
Yine daha önce olduğu gibi rotasyon yapıp kazanabileceğimizi sanıp maça çıkıyoruz ama tahminlerimiz tutmuyor. Ama biz bundan hiç vazgeçmeyeceğiz sanırım. Babel ve Emre Kılıç ile başladığımız hiç bir maçı kazanamadık sanırım. Ne tesadüftür ki bu maçlarda aynı Emre’ye sakatlayacak derecede fauller ile penaltılar yapılıyor ama görmesi gereken gözler şeytan olunca elden bir şey gelmiyor. Bu penaltı verilse ve maçta gol olsa maç ne hale gelebilirdi kimse bilemez ama hakemlerin ve VAR denen sistemin art niyetleri ve çifte standartları artık mide bulandırıyor. O heriflerin adını ağzıma da almak istemiyorum bu sayfalarıma yazmak da istemiyorum. İkinci yarıda kalecinin halile yaptığı müdahale gol pozisyonun önlemenin dışında başka bir anlam da içermez. Siz biz salak mı sanıyorsunuz, aklımızla dalga mı geçiyorsunuz. Pozisyon devam ediyor ve Diagne’nin darbesi ile yere uçan oyuncuya faul verip o küçücük aklınla güya pozisyonu kapatıyorsun. Her kim ki bile isteye Galatasaray takımına engel olma niyetiyle ile maça çıkıp yönetiyorsa bilsin ki alınan binlerce mazlumun ahı sizden bir gün çıkacak aheste aheste.
Maçın İlk Onbiri ve Performans Puanları;
Muslera:6
Yedlin:3
Marcao:7
Nelsson:7
Anholt:3
Berkan:7
Barış:4
Emre Kılıç:5
Babel:3
Berkan:7
Diagne:4
Fatih Terim:5
+ There are no comments
Add yours