TÜRKİYE – CEBELİTARIK
Dünya kupası Avrupa elemelerinde bu akşam Cebelitarık ile bu sefer ülkemizde oynayacağız. Teknik Direktör değişiminden sonra guruptan çıkmak sadece bizim oynayacağımız maçlara bağlı olmadığından herkese bir rahatlık geldi. Biz kendi maçlarımızı kazanıp diğer maçların sonuçlarını bekleyeceğiz.
Milli takım dendiği zaman ülke vatandaşları arasından bu ülkeye aidiyet duyan sporcuların en iyileri arasından seçilen oyuncu gurubu akla gelir. Nasıl olimpiyatlarda olabilmek için ciddi bir üst seviye sporcu olmanız gerekiyorsa milli futbol takımı için de öyle olmadıdır aslında. Ayrıca ülkeyi temsil etmek gibi bir misyonu da vardır oyuncuların. Bu durumda sportif başarısının yanı sıra davranış ve özellikleri ile de iyi bir insan olmalıdır aynı zamanda.
Milli takım teknik direktörleri ve ekibi tüm Türkiye coğrafyasında asgari olarak yukarıda saydığım kriterlerde oyuncu bakmalıdırlar. Hangi ligde ve hangi takımda olursa olsun başarılı ve iyi insan olabilen sporcuları tespit etmeli ve milli takımlarda oynatmalıdırlar. Milli takım torpille veya baskıyla adam seçilecek bir yer olmadığı gibi sadece en üst lig veya büyük takımlardan seçilecek bir gurup zümreye ait olmamalıdır.
Daha önce bir yazımda da önermiştim sanıyorum milletler ligi normal oynanan ligden ayrı bir statüde ve yılın her zamanı oynanabilen bir uluslararası lig haline getirilmelidir. diğer futbol ligleri ile farklı zamanlarda birbirinden bağımsız şekilde oynatılmalıdır.
Bu akşamki maçın sonucu Cebelitarık ile evimizde oynayacak olmamıza rağmen ne olacak bilinmez çünkü bizim takımın ne olduğunu ne zaman nasıl davranacağını kimse bilemiyor. Alman teknik direktöre basın toplantısında Türkiye’de oynanan futbolun diğer liglere göre hangi seviyede olduğu sorulduğunda buna henüz muktedir olmadığını ve belli bir süre takip ettikten sonra ancak bilgi sahibi olabileceğini söylemişti. Bunu duyunca oh dedim kendi kendime nihayet filozof olmayan kendini bilen biri var milli takımın başında demeden edemedim.