Satrancın M.Ö. 2000’li yıllarda oynandığına dair bulguların Mısır’da piramitlerdeki kabartmalarda olması, bu oyunun insanlık tarihinin en eski oyunlarından biri olduğunu ispatlar nitelikte. İlk Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra tüm Asya’ya, Ortadoğu ve Avrupa’ya yayılmış bir strateji oyunudur satranç.
Elit Oyunu
Avrupa’da soylular arasında çok popüler olduğundan “Kraliyet oyunu” olarak anılmaya başlanmış. Kurallar ve dizilişler zaman içerisinde çeşitli değişiklikler göstermiş ve 19. yüzyılda bugünkü standart halini almış. Genel olarak toplumun entelektüel üst tabakaları arasında yayılmış ve dünyanın en popüler oyunlarından biri haline gelmiş olan satrançta belki de bu sebeple şahın veya vezirin tacı genelde haç ile yapılmıştır.
Özellikle İran coğrafyasından yayılsa da nedense Osmanlı’da pek rağbet görmemiş. Şimdilerde bile ne çeşit bir önyargılar oluşmuşsa Türkiye’de yeterince rağbet görmemiş gibime geliyor. Bu biraz da oyunun fazla karmaşık ve kafa yorucu olduğu gibi bir yargıya varılması da olabilir. Oysa tam tersine zihin açıcı ve ilerisini planlayacak bir strateji ve akıl oyunu olarak fikri hür vicdanı hür tüm toplum bireylerinin bilmesi gereken bir oyundur satranç.
Akıl Sporu
Son yılların bilindik en büyük Dünya şampiyonları Karpov ve Kasparov olmakla beraber akıllı bilgisayar (Deep Blue) ile olan rekabet nasıl netilendiği gündemde kalmamıştır. Satranç uluslararası bir spor olarak kabul edilmiş ve bu seviyede pek çok turnuvalar yapılmıştır. Ülkemizin bu konuda isim yapıp ünlü rakiplerle başa çıkabilmiş bir oyuncusu var mıdır bilmem ama konunun özel meraklıları da az değildir.
Netflix’in satranç ustalarının bazılarının hayat hikayelerini dizi veya sinema olarak ekranlarımıza da getirmiş olması satrançın ne derece popüler olduğunun da göstergesidir. Satranç kulüpleri ve okullardaki satranç kolları ile çok bilinen oyun stratejileri genel olarak ders verilir gibi işlenmekte bazı spor kulüplerinin satranç şubeleri de bulunmaktadır.
Sessiz ve nezih bir ortamda zamana karşı olmadan kafa dinlemek ve ufuk açıcı olarak oynamak insana ayrı bir huzur verir. Bu oyunu öğrenmenin yaşı olmadığını bir kere söylemek gerek, ayrıca sanılanın aksine aşırı kafa patlatmak da sanıldığı kadar çok değildir. En fazla hatalı veya kaçırdığınız hamleler ile önce önemli taşlarınızı nihayetinde de şahı kaybederek oyunu kaybedersiniz. Zaten bütün oyunlar da oynaya oynaya kaybederek öğrenilir.
O yüzden satrancı gömüzde büyütmesek çok daha popüler ve zihinsel sağlığımız için iyi bir spor kazanmış oluruz.
+ There are no comments
Add yours