Biliyorsunuz yaşlılık denince belli bir yaşa gelmiş hareketleri ağırlaşmış, saçları beyazlamış, ninemiz, dedemiz gibi insanlar aklımıza gelir. Oysa yaşlılık dünyaya ilk geldiği günden itibaren her insanın gün be gün yaşadığı bir olgu. Her insan her gün yaşlanıyor ama bunun farkında değil.
Ayna Ayna Söyle Bana
İddia ediyorum ki ayna vs kendimizi gösteren materyaller olmasa, fotoğraf veya ressamlar olmasa yani kısaca kendi fiziki görüntümüzü herhangi bir şekilde görmesek, kendimizin aynı yaşta durduğunu zannederiz. Hani derler ya insan hissettiği yaştadır diye, bu söz aslında deyim ya da teori değil gerçekten ne hissediyorsak o dur yaşlılık.
Bir an için yukarıda saydığım şeylerin olmadığı ve kendi suretimizin doğduğumuzdan itibaren görmemiş olmak nasıl bir şey olurdu; bir kere ortada güzel ya da çirkin diye bir tabir olmazdı sanıyorum, moda denilen kavram nasıl olurdu bilmem, sürekli karşınızdakinin yorumlarına ve bakışına göre kendinizi düzenlerdiniz, kendinizi göremediğinizden neye benzediğinizi de ancak karşınızdakinin tarifi ile tasvir edebilecektiniz, makyaj yapmak gibi bir derdiniz de pek olmayacaktı, gençleşmek için daha güzel görünmek için harcanan milyonlarca para cebinizde kalacaktı, günümüz şartlarında hiçbir yolla kendi fiziğimizi görmeden yaşamak nasıl mümkün olurdu kestirmek çok zor ve akıl almayacak kadar karmaşık bir konu.
Gelmek Mi Zor Gitmek Mi Zor?
Bu evrenin yaratılışında bir varoluş süresi olmayan canlı veya cansız hiç bir şey yok. Tüm canlıların doğası yaşlanmak üzerine, doğum ile birlikte nasıl dünyaya geldiğimizi nasıl geliştiğimizi bilim bir şekilde açıklıyor ama ölüm konusunda o son nefesten ve kalbimizin durmasından sonraki bölüm konusunda tam bir belirsizlik ve bilinmezlik hakim. Tabii ki her dinin ve inanışın ölüm sonrası için bir takım tarif ve söylemleri var ama öldükten sonra geri gelen olmadığından bilinmezlik hala devam ediyor.
Aslında düşününce, mevcut hücre yapımızla, mevcut Dünya şartlarında hiç ölmemek asıl büyük facia gibi duruyor. Vücudumuzun her organındaki hücreler bir süre sonra kendini yenilemeyi ya bırakıyor ya da yeterli miktarda yenileyemiyor ve gün gün fiziğimiz değişiyor, yaşlılık dediğimiz vücudumuzun bu süreci yaşaması aslında ama hislerimiz, düşüncelerimiz ve içimizdeki ses hep aynı gibi geliyor bize.
Her ne hissederseniz hissedin bu Dünya’ya gelmiş ama gitmemiş hiç kimse olmadığını aklımızın bir kenarında tutup aynaların bizi esir almasına izin vermeyin.
+ There are no comments
Add yours