23 Nisan 1920 kurtuluş savaşının tüm hızı ile devam ettiği yılların ortası olarak kabul edilebilecek bir tarih. Bir taraftan cephede savaş sürerken bir taraftan da ulusal kararlar alabilmek için Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıyordu çünkü bu meclis ulusal egemenliğin ta kendisi demekti.
23 NİSAN
1980 yılından sonra 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı şeklinde isimlendirilen bu milli bayram günü uzun bir süredir çocuk bayramı olarak ön plana çıkıyor. Oysa ulusal egemenlik kısmı için esası. Millet Meclisinin açıldığı İlk yılında 23 Nisan Milli Bayramı olarak ilan edilmiş iken, 1 Kasım 1922 de saltanatın da kaldırılması ile Hakimiyet-i Milliye Bayramı, 1928 yılında Atatürk tarafından çocuklara armağan edildikten sonra birleşmesi ile son halini almış.
BAZEN BİR CÜMLE ÇOK ŞEY ANLATIR
Bir ülkenin kurtuluşu ve bunun devamı ancak ve ancak sağlam bir gençliğe sahip olmak ile başlar. Bu sebeple çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Dikkat edilirse milli bayramlarımız çocuklara, gençliğe, Türk Milletine ve eşsiz ordumuza atfedilerek hem bir incelik, hem bir akıl, hem de hak edene hakkını vermek düşünülmüştür. Aslolan tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti ve halkın egemenliğidir.
TBMM
Bazen kuruluş yıllarını ve tek parti dönemlerini ağızlarına sakız edenleri duyuyoruz. Atatürk ülkeyi tek başına yönetmek istese idi kongre yapmaz, meclisi açmaz ve saltanatı da kaldırmaz, yönetime el koyup ölene kadar da lider seçilir kimse de itiraz etmez idi. Oysa kurtuluş savaşının ortasında top tüfek seslerinin arasında 1920 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açarak ulusal egemenliğin tüm ülkeyi temsil etmesi gerektiğini hem halkına hem de tüm Dünya’ya ilan etmiştir. 100 yıl önce tek adam olmak istemeyen ve ulusal birlikle alınacak kararlar ile hem savaşı hem ülkeyi kuran Atatürk ve arkadaşlarının o zamandan ortaya koydukları geleceği bir kez daha tekrarlamak isterim; EGEMENİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR ve bunun ruhu TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİDİR.
+ There are no comments
Add yours