YEMEK VE ÖTESİ
Bizim her gün yapmak zorunda olduğumuz bazı şeyler var. Taşıdığımız vücudun metabolizma olarak ihtiyaç duyduğu besinler için yemek ve içmek ilk önce gelen rutinlerimiz. Açlık ve susuzluk hissi o kadar kuvvetli ki, hiç bir zaman bunları bırakma keyfiyetimiz yok. Tarih boyu yiyecek ve içecek peşinde koşan bir insanoğlu gerçeği var. Evlerimizdeki oda tiplerine bakınca hayatımızın en asgari gereksinimleri ortaya çıkıyor zaten; Oturma Odası, Mutfak, Yatak Odası, Banyo ve Tuvalet…
Esasen Tahıl
İlk tarihlerdeki en büyük besin buğday ve benzeri tahıllar olsa gerek. Günümüzde de tahılların yeri çeşitlilikle birlikte önemini koruyor. Ama yediklerimizin çeşitlenmesi, dünya coğrafyasının gelişmekle beraber farklı yemek kültürleri gelişmesi ile bambaşka bir boyut aldı. Yiyecek ve hizmet sektörünün özellikle modern şehir hayatında ekonomi pastasından ciddi bir pay aldığı aşikar.
İlginizi çekebilir;
YEMEK Mİ? BÜYÜMEK Mİ?
Covid-19 salgınının damga vurduğu bugünlerde çoğunlukla da evde kalma durumu yüzünden dışarıdaki işler azalsa da evdeki işler azalmıyor. Her gün ya da bir kaç gün peş peşe aynı yemeği yemek dar gelirli aileler için normal görünsede ekonomi bi tarafa ne yemek yapacağını bulmak ayrı bir meziyet. Üstelik bir besinden bir çok çeşit yemek yapmayı tarih boyunca kimler keşfetmiş ise hepsinin elinden öpmek lazım.
Aşçı mı? Şef mi?
Günümüzde yemek çeşidi sayısı ne kadar artıyorsa bir o kadar da unutulan eski yemekler oluyor. Ama işin sadece çeşidine bakmak haksızlık olur. Asıl önemli olan elinde olan malzemelerle mümkün olan en lezzetli ve sağlıklı yemeği hazırlayan ve bunu her gün tekraralamaktan sıkılmayan anneler, eşler ve yemek yapan tüm aşçıların da ellerine emeklerine sağlık demeyi unutmamak.
Aşçılık eskinden esnaf lokantalarında yapılan bir rutin iş gibiydi. Ama şehirleşmenin getirdiği tüketim alışkanlıkları hemen hemen her köşede bir yiyecek içecek mekanlarının türemesine ve bu işi yapacak birilerine ihtiyaç doğurdu. Sonra, yapmak yetmez en iyisini en lezzetlisini kim yapıyorsa onu aramaya başladık. Bu arayış içerisinde olanlara da gurme dedik. Fransız kökenli bu kelimenin tarifi kısaca “ağzının tadını bilen kişi” demek. Bu sektör öyle bir çeşitlendi ve büyüdü ki, en iyi ve hızlı kim yapar yemek yarışmaları pek çok insanın dikkatini çekti. Bu yarışmalarda ekonomisi iyi olmayanlar için biraz rahatsız edici özenti hissi verse de, yemek kültürü, geçmiş ve gelecek yemek çeşitliliği ile farkındalığı gündemde tutmak açısından önemli olduğudur. Son olarak şunu da belirtmeliyim ki elinin lezzeti kadar sevginin de katıldığı yemekler o yüzden TADINDAN YENMEZ.