AZERBAYCAN

4 min read

Azerbaycan uzun zaman önce kısa bir süre çalıştığım bir ülke. Rusya etkisinde bir yaşam idame ettikten sonra duvarların yıkılmasının ardından yeniden bağımsızlığını kazanmış özel Türk yurtlarından biri. Özellikle kullandıkları Azeri Türkçesi bana çok değişik gelmişti. Belki bizim Türkçemiz de onlara çok değişik gelmiştir.

Kafkas Mozaiği

Kafkasya’nın nasıl bir mozaik içerisinde olduğunu pek çok meraklı insan özellikle SSCB nin dağılmasından sonra keşfetmiştir. Hatta bu koca Asya – Avrupa ülkesinin tamamı SSCB sonrasında ortaya çıkan irili ufaklı Cumhuriyetleri, Özerk Bölgeleri, Otonom bölgeleri ve yaşam alanlarını da hesaba katınca tam bir mozaik. Özellikle de Türk kökenli bayağı bir topluluk yaşıyor. Başlı başına bir inceleme konusu. Bir başka yazımda da ele alırım sanırım.

İlginizi Çekebilir;

THEY DON’T CARE ABOUT US

bakı
Bakü

Bakü (Bağdı Külek)

Azerbaycan’da kaldığım süre içerisinde içeri şehir denilen Bakü kalesinin surları içerisinde kalan alanda bir butik otel inşaatı için bulundum. Gündüzleri inşaatta olduğumdan ve zamana karşı yarıştığımızdan fazla gezme şansım olmadı ama konakladığımız yer ile çalıştığımız yer arası çok uzak olmadığından zaman zaman da yürümeyi tercih ederdim. 

Bakü şehrinde daha doğrusu Azerbaycana havalimanından ilk girdiğimizde nostaljik eski bir zamana ışınlanmış gibi hissediyorsunuz. özellikle de eski Sovvet zamanında kalma otomobiller, kamyonetler ve minibüsler o kadar değişik gelmişti ki. İnsan durup bakmaktan kendini alamıyordu. Ama o eskiliğe rağmen takır takır çalışan bir metro sistemleri vardı. Hele bir de Azeri bir şoförün sürdüğü arabaya binseniz kesin endorfin patlaması yaşardınız. Yollarda şeritler çizili ama ne işe yaradığını hiç düşünmemişler gibi sürerler, sağa yada sola döneceklerse sinyal vermek filan değil aynaya bile baktıklarından şüpheliyim. Bir bakıyorsun hoop dönüyoruz, aman aman dikkat diyorsun içinden ama yanındaki veya arkasıdaki de aynı zihniyette olduğundan onlara sürpriz olmuyor ve kazalara da pek rastlanmıyordu.

Sosyalizmin İyi Yanları da var

Oturduğumuz ev biraz eski idi, mutfak malzemeleri, buzdolabı ta 1960 lardaki filmlerde gördüklerimizdendi. Sıcak su için şofben benzeri bir alet vardı ama nasıl havaya uçmadık bilmiyorum. Ayrıca doğalgaz, elektrik, su ve telekominikasyon neredeyse bedavaydı. Yanlış hatırlamıyorsam doğalgazlı ocak hiç söndürülmezdi. Şehirdeki ankesörlü telefonlara attığın para ile sınırsız konuşabiliyordun. Bilmiyorum şimdilerde öyle mi ama sosyalizm en azından altyapıyı herkese bedava vermeyi başarmıştı.

Aslında bu güzel Türk ülkesi hakkında anlatacak çok şey var. Ama çok uzun zaman oldu ve aklımda kalanlar şimdilik bunlar. Azeri Türkçe’sinde kullandıkları aklımda kalan bir iki kelimeyi de aşağıda yazacağım ama son sözüm şu ki Rusya’nın belki de bilerek çıkardığı Dağlık Karabağ meselesinin kangren olmaktan kurtarılması ve aslına dönmesi onlar için üçüncü kez bağımsızlık ilan etmek gibi durum oldu. Ne zaman ki herkes sınırlarına çekilip hayat normalleştiğinde burnumuzun dibindeki bu gardaş ülkeye mutlaka gidin. Ben tekrar gitmeyi planlıyorum bekle bizi AZERBAYCAN
Başa düşmek: anlamak
Aparma: götürme
Düzdü: sağ
Necəsən: nasılsın
Salam: merhaba
Uçak düşüyor: uçak iniyor…

Bir göz atın;

https://tr.wikipedia.org/wiki/Azerbaycan

Bakü
Bakü

 

+ There are no comments

Add yours