TERAZİ

Terazi, genellikle bir tartı veya ölçüm aracı olarak kullanılan bir alet veya cihazdır. Genellikle iki tepsi veya kaseyi dengelemek için bir kaldıraç kullanır ve eşit ağırlığı olan nesneleri belirlemek için kullanılır. Terazi; ticari, endüstriyel, laboratuvar veya ev kullanımı için çeşitli boyutlarda ve modellerde bulunabilir. Ama bu yazının konusu bu değil!

hangi konuda olursa olsun teraziye gelmeyen hırsızdır çünkü bütün kirli çamaşırlar, hileler, yanlışlar ve fazlalıklar ortaya çıkacaktır. Teraziye gelmek bütün yapılanların muhasebesini vermektir. Galatasaray Spor Kulübü Erden TİMUR vasıtası ile herkesi hesap vermeye açık ve dürüst olmaya davet etmiştir. Mevcut düzenin kendilerine karşı olduğunu iddia edenler ise bu daveti duymazlıktan gelip başarısızlıklarını itiraf etmek yerine taraftara başkalarını hedef göstermektedir.  Bu sezonun başından beri güya fıtratlarında olmayan işleri bile yapacaklarını açık açık söylemişlerdir.

UEFA NE YAPAR?

Bizler sadece konuşmalardan yaptığımız çıkarımlar ve tahminler yapıyor iken kim bilir bilmediğimiz ne dümen, tezgah, algı ve operasyonlar yapılmıştır. En son yaşanan Trabzon maçı ve çıkan olaylar şunu göstermiştir ki; hakemin yine ve yine iki gol öncesi faul ve bir kırmızı kart göstermemesi gibi kasten verdiği destek olmasa takımı B planı için hazırlamışlar. O da şu ki 2011 yılından beri Trabzon halkının çalınan şampiyonluğu üzerine kurduğu nefreti körükleyip saha olayları ile maçı tatil ettirmek. Oyuncuların hal ve tavırları bu tezi doğrular nitelikte. Bu kadarına da pes demekten başka söz bulamıyorum.

Türkiye’deki ilk resmi şikenin kim tarafından yapıldığını merak edenler dönüp tarihlerine baksınlar. Ya da Kemal BELGİN’i izlesinler. Sırf Galatasaray şampiyon olmasın diye lisansı olmayan iki oyuncu ile sahaya çıkıp 3-0 hükmen mağlup olmayı planlayan bir kültürden bahsediyoruz.

Kim Büyük

Bir de uzun bir süredir kendilerini dev aynasında görmek gibi bir rahatsızlıkları var. Cumhuriyet olduklarını iddia etmelerine rağmen başlarına kim geldi ise Krallık gibi yönetilmeleri de işin cabası. Daha önceki başkanlarının da kullandığı benzer söylemler vardı, havuzdan çıkmak, ligden çekilmek vs. Şimdi bu senaryonun yeniden ortaya çıkarıldığını görüyoruz. Üstelik farklı medya kuruluşlarındaki taraflı algıcı spekülatörler de bu durum olursa Türk futbolunda neler olacağını yalan yanlış bilgilerle pompalamaya başladılar. Bir futbol kulübünün büyüklüğü sadece kazanılan kupalar, taraftar sayısı ve para ile ölçülemez. Büyüklük; tarih, davranış, ilke ve özellikle de yurt dışındaki saygınlıkla birlikte gelişir. Kupa sayıları ve başarılar bunun sonucudur ancak.

Sistematik olarak yaratılan bu kaos ortamından çıkışın tek yolu teraziye gelmek, temiz eller süreci başlatmak ve adalet temelli yeni bir düzen kurmaktır. Sadece iki takıma değil, tüm liglere, tüm hakemlere, tüm organizasyona, tüm medyaya ve tüm taraftarlara.

GOOGLE

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir