GELECEK İÇİN EĞİTİM
Cumhuriyeti’mizin kuruluşundan bu yana yapılmış, yaşanmış ve hala da yetersiz bulunarak her dönem değiştirilerek kaosa girmiş milli eğitim sistemimiz üzerine bugünkü yazım. Bu konu üzerine herkes bir şeyler söyleyebilir ama görünen şu ki eğitim kalitesinin düşmesi ile yıllar sonra bu yetersiz eğitimin meyvelerini biçiyoruz. Gittikçe daha kötüye giden bir toplum, devlet ve insan olarak karşımıza çıkıyor.
Ne Ekersen Onu Biçersin
Dünya tarihinin belki de en önemli vecizesidir bu ve kulak arkası etmenin sonucu kaçınılmazdır. Ülkemizde yaşanan tüm acı olayların, kayıpların, zararların, kavgaların, tecavüzlerin ve aklınıza gelebilecek her şeyin temelinde geçmişte ektiğimiz ya da birilerinin ektiği ya da ekemediği geçmişin hasadını biçiyoruz. Bizden sonraki nesiller de bizim ektiklerimizin hasadını biçecek.
Bunu sadece okul eğitimi olarak düşünmeyin. İnsan doğduğundan itibaren her gün yeni bir öğrenim ile kendi geleceğini çevresinden öğreniyor. Bu durumda belli bir yaşa kadar doğru-yanlış, iyi-kötü, çirkin-güzel, nefret-sevgi ne varsa çevresinden öğreniyor. Sonra ilk şoku eğitime başladığı yıllarda almaya başlıyor. Toplum olarak dünya olarak evrensel insanlık değerlerini, kadın erkek, genç yaşlı, inanan inanmayan, zengin fakir, soyu sopu, milliyeti ve siyah ırk beyaz ırk ayırımlarını yapmadan her yetişecek bireyimize anlatmamız gerekiyor. Bu değerlere ortak asgaride ulaşamazsak bırakın dünyayı, ülke, bölge, şehir, mahalle, apartman, daire ve hatta aynı odada bile yaşanılmaz hale geliyoruz.
İlginizi çekebilir;
Çok Zor Değil
Daha yeni yaşadığımız deprem afeti üzerinden;
Çok mu zor inşaat meslek liseleri açmak.
Çok mu zor demirci sınıfı açmak demiri yaşken eğmek.
Çok mu zor beton sınıfı açmak ahşabı anlatmak.
Çok mu zor okul bahçesinde demiri işlemek, beton yapmak.
Çok mu zor yapa yapa öğrenmek.
ilginizi çekebilir;
Mühendislik Tek Başına Yetersiz
Bir inşaat mühendisi olarak şunu açık ve net söylemem de bir bahis görmüyorum ki ben esasen inşaatın, bina yapmanın nasıl bir şey olduğunu okul bittikten sonra öğrenmeye başladım. Okulda gösterilen tüm hesaplamalar, tasarımlar, çözümler ve formüller istersen dünya şampiyonu ol bir şey ifade etmiyor. Öğrenilen her şeyin harfiyen sahaya uygunluğunu, nasıl olacağını yapamadığımız sürece sadece duvarda asılı diploman olacak.
Bilgisayarların da işin içinde olduğu depremin ve her türlü dış etkenlere karşı hesapların mükemmel olarak yapıldığı bir proje var. Demir ustası dediğimiz kişinin yeterli açıyı vermediği ve yeterli aralıkta koymadığı basit bir etriye demiri her şeyi bitirir. Ya da betonun bilgisayarla hesaplanan en mükemmel karışım oranına beton ustasının ekleyeceği bir kaç litre su da her şeyi bitirir. Haydi her şey doğru yaptın ama özellikle ilk 7 gün sabah akşam bol bol sulanması ve aşırı güneşten korunması gereken betonu sulamayan amele ya da gece bekçisi her şeyi yine bitirir.
İşte o yüzden bir işi yapan kişinin mesleğe yatkın olmaya başladığı lise yıllarından itibaren sadece kendi yapacağı işe odaklanmış, defalarca demir bükmüş, beton dökmüş gerçek bir mesleki eğitim almadan inşaata adım atmamış kişiler olması gerekiyor. Bu örnekle tüm sektörlerin de benzer durumda olduğunu tahmin edersek yaşam kalitesi de insanlık kalitesi de maalesef düşmeye devam edecek.
İlginizi çekebilir;