RADYO
Radyo insanlık tarihinin en önemli icatlarından olup İtalyan mucit ve elektrik mühendisi Marconi, radyonun mucidi olarak bilinir ve kablosuz telgrafın gelişimine katkılarından ötürü Karl Ferdinand Braun ile 1909 Nobel Fizik Ödülü’nü paylaşmıştır. Televizyondan önce Dünya’da ve ülkemizde neler olup bittiğini öğrenebildiğimiz tek şey radyo idi.
İstanbul Ankara İzmir Radyoları
İstanbul Radyosu, Türkiye’nin en eski ve en büyük radyosu olup ilk yayınına İstanbul Radyosu adıyla 6 Mayıs 1927’de, Sirkeci’deki Büyük Postane binasının bodrum katında başlamıştır. Henüz kimsede radyo alıcısı bulunmadığından, postane binasının kapısının üzerine yerleştirilen hoparlör yardımıyla her akşam yayın yapılmaya başlandı. Amaç, halkın radyo yayınlarını dinleyip tanıması, kendi çevrelerine anlatarak radyo kavramının yayılmasını sağlamaktı.
Bir süre sonra yeterince yaygınlaşamayan İstanbul Radyosu 1936 yılında tasfiye edilerek PTT şemsiyesi altına girmiş ve yayınlarına 1945 yılına kadar ara vermiştir. Bu tarihte harbiyede bulunan şimdiki binasının temeli atılarak 1949 yılında yeniden yayın hayatına başlamıştır.1961 Anayasası ile, 1 Mayıs 1964 tarihinde Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) kuruldu ve diğer radyo yayınları gibi İstanbul Radyosu da TRT şemsiyesi altına girdi. 1993 yılındaki anayasa değişikliği ve 1994 yılında çıkarılan kanunla devlet tekeli kalktı ve özel yayıncılık devreye girdi.
TRT İle Başladı
Üniversite yıllarımızda yurtta en büyük eğlencemiz portatif radyomuzdu. O yıllarda sadece TRT’nin yayınları vardı TRTFM ve RADYO3 tutkunu idik. Arkası Yarın ve Radyo Tiyatrosu vardı, güzel Türkçe, ortam ses efektleri ile dinlemekten zevk alırdık. Bir dönem futbol maçlarını radyodan takip ederdik, sık sık tüm şehirlerdeki maçlara bağlanılır özellikle gol atıldığında bağlantı yapılırdı ve bir bağlatı kesilip diğerine geçildiğinde takımımızdan gol haberini heyecanla beklerdik.
O yıllardaki Radyo yayınlarının en önemli özelliği özel bir kaç tane radyo da dahil tüm program yapanların kullandıkları Türkçe o kadar temiz ve lezizdi ki bir de seslerini radyo tınısına özel seçtiklerinden dinlemekten zevk alır program saatlerini iple çekerdik. O yıllardaki tek sıkıntı siyasi sebeplerden her müziğin radyoda yer almaması idi. Sonraları Süper Fm ve Metro FM ilk yerli ve yabancı müzik yayını yapmasıyla peşinden yüzlerce çeşitlilikte radyolar bir bir ortaya çıktı.
Günümüzde ise hala popülaritesi devam eden özellikle sabah ve akşam programları büyükşehirlerde evden işe işten eve kulaklarımızda olmaya devam ediyor. Bu sefer elimizde kategorilere ayrılmış radyolar, haber radyoları, spor radyoları gibi pek çok alternatifleri ile iyi ki hayatımızda RADYO var.