NE İSTİYORSUNUZ?
Atatürk ile ilgili hatıratlar, programlar, görüntüler ve hikayeler paylaşılınca tüm hayatını Türkiye Cumhuriyeti’ne adamış çok özel bir insan ile karşılaşıyorsunuz. Sadece Osmanlı Hanedanı’nın kuruluşundan bile saysak 700 seneden fazla bir süre padişahların “Kullarım” diye hitap ettiği insanların birden bire “Efendi” olması ne kadar kolay olabilirdi ki? Elbette kolay olmadı buna direnen, değişime karşı çıkanlar, insanları kulları gibi görenler günümüzde de yeniden hortlamadı mı? Bu ülkede yaşayan insanların onu sevmeyenlerine samimi olarak sormak istiyorum daha ne istiyorsunuz?
Bir vatanımız olsun istemiyor musunuz?
Bir bayrağımız olsun istemiyor musunuz?
Kula kul olmadan yaşamak istemiyor musunuz?
Sizi yönetenleri özgür iradeniz ile seçmek istemiyor musunuz?
Sokaklarda alnınız açık başınız dik yürümek istemiyor musunuz?
Kız çocuklarnızı okutmak istemiyor musunuz?
Kadınlar olarak eşinizi ve işinizi kendiniz seçmek istemiyor musunuz?
Hatta erkekler olarak eşinizi aileniz değil kendiniz seçmek istemiyor musunuz?
Siz kadınlar sadece evlerde mi yaşamak istiyorsunuz?
Size din diye yutturulan Arap kültürünü taklit mi etmek istiyorsunuz?
Siz kendi inancınızı ve imanınızı kendi dilinizde anlayıp inanmak istemiyor musunuz?
Türkçe ibadet ve dua etmenizi bile uygun bulmayan sözde inanan insanların peşinden mi gitmek istiyorsunuz?
Fikri hür vicdanı hür bir birey olmak yerine ne olduğu belli olmayan birine tabii mi olmak istiyorsunuz?
Allah “Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağar” demesine rağmen onu dahi dinlemeyip kula kulluk etmeye, aklınızı devretmeye ve onu inkar etmeye utanmıyor musunuz?
Değişen Dünya’ya ayak uyduramamış İslam ülkeleri gibi ne insan hakları, ne kadın ne de çocuk haklarının olmadığı esaret ülkelerinden kaçan insanlardan biri mi olmak istiyorsunuz?
Kendi kimliğinizden habersiz ikinci sınıf bir insan olmak mı istiyorsunuz?
Kendi kaderinizi kendinizin tayin edebileceği, hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu bir yönetim yerine lüks ve şatafat içerisinde size tepeden bakan bir hanedanın kulları mı olmak istiyorsunuz?
TÜRKİYE CUMHURİYETİ 100 YAŞINDA
Bu soruların muhatabı olan içimizdeki bazı insan profillerine sokak röpötajlarında rastlayınca buram buram cehaletin izlerini görüyorsunuz. Oysa bilmiyorlar ki özellikle kadınların o sokaklarda yürümesi ve sokaktaki biriyle konuşması bile mümkün olmayabilirdi. İstediğinizi istediğiniz gibi söyleyemez kimseyi eleştiremezdiniz. Sokaklarda tek yapabileceğiniz şey “Padişahım çok yaşa” diye bağırmaktan başka bir şey olamazdı. Şimdi ne istiyorsanız onu yapabilir, neye inanmak istiyorsanız ona inanabilir, nasıl istiyorsanız öyle yaşayabiliyorsunuz. Önünüzde istediğinizi seçmek için fırsat ve seçme-seçilme özgürlüğü varken başkalarının hayatına karışmak gibi zorbalığa hakkınız yokken, etrafınızdaki bir çok ülkede iç savaş çıkmış, emperyalist devletler at koşturup çoluk çocuk kadın demeden insanlara kıyıyorken, size bırakılan ülkenizde can korkusu hissetmeden, hiç bir ülkeye husumet gütmeyen, toprağında gözü olmayan güçlü ordumuzun himayesinde yaşayabiliyorken son kez tekrar soruyorum hakikaten daha NE İSTİYORSUNUZ?