Adanademir – Galatasaray maçı ile yeni bir final gününe hazırlanıyoruz. Tıpkı geçen haftanın da ondan önceki haftanın da final maçları olduğu gibi. Kime sorsanız ligin final maçının sondan bir hafta önce oynanacak Galatasaray – Fenerbahçe maçı olacağını söyler ama biz o maça gelene kadar her maçımızı zaten final olarak oynuyoruz. Sağolsun rakiplerimiz de bize karşı bir final maçına yakışır şekilde ciddiyet ve yüksek konsantrasyonla oynuyorlar. Teknik direktörleri, şehrin belediyesi ve hatta valiliği bile maçtan önce twit atmayı ihmal etmiyorlar. Bütün bunlara rağmen hakemlerin de mükemmel(!) yönetimleri sayesinde tüm şartların zorlanmasına da bir şekilde adapte olarak yolumuza devam ediyoruz. Kalan bu haftalarda bütün takımın en azından sakatlık sorunu yaşamadan tam kadro hazır olmaları Okan Hocanın ilk onbir seçimlerini oldukça zorluyor ama bu rekabet ve aile ortamı başarı çıtasını da bir nebze yukarı çekiyor. Bu hafta maç kadrosuna bakınca Zaha’nın kadroda olmadığını görüyoruz ama umarım ki oyuna girememenin verdiği bir memnuyiyetsizlikten kaynaklanmış bir sebep değildir. Oyuncu havuzu ve kalitesi oldukça yüksek bir kadroya sahip olmamıza rağmen bu kadroyu oyun kalitesine yeterince yansıtamadığımız da bir gerçek. Zaha’nın mevcut performansı ile önümüzdeki sene kadroda olmamasına kimse şaşırmaz, tıpkı Tete ve Endombele gibi. Bu takımın bankalar birliği ile olan anlaşmasından tüm borçları kapatılarak çıkacak olması battı denilen büyük kulüplerin içerisinden bir yıldız gibi parlayan Galatasaray’ı öne çıkarıp bambaşka bir yere koyuyor. Ama şunu da unutmamak gerekir -ki tahminimce Erden Timur bunu da planladı- yeniden borçlanma kıskacına kapılıp benzer bir batış hikayesini yeniden yaşamayacak tedbirleri almış olmamız, her sene kulüp getirilerinin mümkünse altında kalacak şekilde yeni transfer gelirlerini de dahil ederek sürdürülebilir bir spor ekonomisine sahip olmamız gerekiyor.
Maçın önemini ve 3 puanın kıymetini tekrar tekrar söylemeye gerek yok ama oyuncularımız da en ufak bir rehavet havasına girmeden her hafta oyunumuzun üstüne koyarak gidebilmenin hem kendi hemde rakip pisikolojisini etkileyeceğini de bilmemiz gerekiyor. Tamam 4 puanlşık kredimiz var ama bu en kötü durumlarda kullanabileceğimiz bir ihtiyat puanı olmalı önümüzdeki hiç bir maça bunu düşünerek çıkmamalıyız. Her maç 1 puanla başlar ama nasıl biteceğini biz belirleriz.
ADANADEMİRSPOR 0-3 GALATASARAY
Muslera sayesinde ayakta kaldığımız gereksiz pozisyon verdiğimiz ve bulduğumuz bir maçı Ziyech’in kimliği ile kilidi açtığımız bir maçı tamamladık. Bu maçın puanının tamamı Muslera’ya yazar. Adananın havasından mı yemeğinden mi oldu bilinmez ama çok iyi gümüzde değildik. Fazla efor sarfedip zaman zaman durup dinlenmek gibi vaka bile yaşadık ama takımın en çok koşanı ve Muslera dışında oyunda kalanı Mertens’in hakkını da vermeden geçmemek lazım. İlk yarı sonunda bu maç inşallah Alanya deplasmanı gibi olur diye düşünmeden edemedim. Bizim ilk kilit golü bulmamız gerekiyordu ve bunu da beklenen kişi tam da oyundan çıkacakken yaptı. 4 tane final daha kalmış iken oyunumuz kötü diye enseyi de karartmamak lazım önemli olan 3 puanı almaktır. Her hafta bunu yapan Galatasaray takımını tebrik edip tam konsantrasyon ile oynamaya devam diyoruz. Dayanın çocuklar Mayıs ayına ne kaldı şurada, bekliyoruz hepinizi ellerimiz havada, sen şampiyon olacaksın gerisi palavra.
+ There are no comments
Add yours