ŞEHİT
Şehit denince vatanı için hayatını kaybeden bir askerin ifade edidiğini bizler çok iyi biliriz. Ülkenin savunması veya güvenliği için görev yaparken hayatını kaybedenler şehit olarak kabul edilirler. Bu terim, genellikle büyük bir saygı ve minnettarlıkla anılan kişileri tanımlar. Bizim için vatan demek ya istiklal ya ölüm felsefesi ile sahip olduğumuz topraklar demektir.
Türk milletinin vatan savunması ve özgürlüğüne olan düşkünlüğü Dünya tarafından kabul edilmiş olup ezelden ebediyete kadar sürecektir. Kurtuluş savaşından sonra yeni Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarından günümüze kadar her Türk erkeği 20 yaşına bastığında askere gitmek ile mükellefti. Askerlik süreleri ise zaman içinde çeşitli değişimlere uğramıştır. Bu değişimler, çeşitli yasal düzenlemeler ve askeri ihtiyaçlara bağlı olarak gerçekleşmiştir. İşte bazı önemli dönemlerdeki askerlik süreleri:
Askerlik Süreleri
İlk Yıllar (1923-1939): Cumhuriyet’in ilk yıllarında askerlik süresi genellikle uzundu ve 1 ila 2 yıl arasında değişebiliyordu. 21 Haziran 1927: Piyade sınıfına bir buçuk yıl, Mızıka sınıfına 2, Jandarmaya 2 buçuk yıl, denizcilere 3 yıl askerlik uygulaması başlatıldı. 30 Kasım 1935: Piyadeye 18 ay, Jandarma ve Gümrük Komutanlığı personeline 30 ay askerlik uygulanmaya başlandı.
TERRORISM
İkinci Dünya Savaşı ve Sonrası (1939-1950): İkinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle askerlik süreleri kısmen değişiklik göstermiş olabilir. 06 Ocak 1941: İkinci Dünya Savaşı sebebiyle silah altındakilerin askerliği 1 yıl uzatıldı. 14 Temmuz 1950: Denizciler 3 yıl, Jandarma ve Gümrük Komutanlığı personeline 30’ar ay, diğer sınıflara 2’şer yıl uygulama yapıldı.
24 Ocak 1963: Askerlik süresi 24 aya düşürüldü.
Soğuk Savaş Dönemi (1950-1990): Bu dönemde askerlik süreleri genellikle 12-15 ay civarındaydı. 14 Temmuz 1950: Denizciler 3 yıl, Jandarma ve Gümrük Komutanlığı personeline 30’ar ay, diğer sınıflara 2’şer yıl uygulama yapıldı.v24 Ocak 1963: Askerlik süresi 24 aya düşürüldü. 27 Temmuz 1970: Askerlik süresi 20 aya indirildi. 09 Temmuz 1984: Askerlik süresi 18 aya indirildi. 11 Temmuz 1992: Askerlik süresi 15 aya indirildi. 20 Aralık 1993: 1972/4, 1973/1, 1973/2 tertiplerin terhisleri 4 ay süre ile durduruldu. Söz konusu tertipler, 15 ay yerine 19 ay askerlik yaptılar. 10 Ekim 1994: 1973/3 tertipler 3 ay geç terhis edildi. 6 Ocak 1995: Askerlik 15 aydan 18 aya çıkarıldı. 15 Temmuz 2003: Askerlik hizmet süresi 18 aydan 15 aya indirildi. Bunlara ilaveten üniversite mezunu yedek subaylar için 20, 18, 15 ve 12 aylık uygulamalar yapıldı. 2000’lerin başlarında, Türkiye’de ekonomik ve sosyal değişimlerin yanı sıra askeri ihtiyaçlar da dikkate alınarak askerlik süreleri kısaltılmıştır. 2002 yılında yasal düzenlemelerle 6-12 ay arasında değişen kısa dönemli askerlik sistemi getirilmiştir.
Bir Bedeli Var
Sonra 1987 yılında bedelli askerlik diye bir şey icat edildi. Hükümetler ne zaman isterlerse o zaman ve belli bir yaş aralığı için bedel karşılığı askerlik yapılmış sayılıyordu. 1987 yılından 2014 yılına kadar 5 kez bedelli askerlik çıkarıldı. En sonunda yapılan yasal düzenleme ile kalıcı hale getirildi. Bunun gerekçesi ise sanki profesyonel askerliğe geçiş süreci için yapılıyormuş gibi gösterildi. Oysa olan şu idi; ekonomik durumu iyi olan ailelerin çocukları bu parayı ödeyip askere gitmiyor, sadece 1 ay temel askeri eğitimi almak için belirlenen yerlere gidip geliyorlar, toplanan bu paralar ile sözleşmeli olarak gönüllü askerlik yapanların maaşları karşılanıyordu. Son yıllarda şehit olan askerlerin evlerinin hemen hemen neredeyse hepsinin gecekondu ve dar gelirlilerden olması sizce tesadüf mü?
Uzman erbaş dediğimiz çocuklar belki de bedelli ücretini ödeyemeyip üzerine iş bulamayan ve yaşamak için çalışmak zorunda olan insanlar. Siz ülke ekonomisini o kadar kötü yönetip yoksul ailelerin çocuklarını buna mecbur ederseniz ve vatan savunma stratejisini sınır dışına taşır iseniz, üstelik askerimizin bulunduğu yerlerin aynı vasıftaki fertleri bizim ülkemizde eli cebinde geziyor ise bu işte bir terslik var demektir.
Bir de şöyle düşünün askerlik çağına gelen her bireye bu hak verilmiş ise o yaşa gelenlerin bir şekilde tamamının bedelli ücretini ödeyebildiğini varsayalım ne olur? Sizce bu durumda gerçek asker nasıl bulunurdu? Hepsi paralı askerlerden mi oluşurdu hani filmlerdeki gibi!
Sanılanın aksine bedelli askerlik yoksul ve dar gelirli ailelerin mevcudiyetine bağlıdır. O yüzden zengin çocuğu askerlik yapmaz, şehit olmaz, rezidanslarda şehit bayrağı asılmaz. Milli birliğimiz ve vatan sevgimiz para ile hesaplanacak bir şey değildir. Bu yasa bu açıdan bakıldığında ayrımcılık ve adil olmayan bir ortam oluşturmuştur. Vatanını savunmak sadece parası olmayan gençlere mi bırakılacak bu şekilde milli birlik ve millet ruhu nasıl yaşatılacak hiç bunu düşündüler mi? düşünüyorlar mı? düşünecekler mi?