GALATASARAY 1 – 3 BAYERN MUNIH
Şampiyonlar ligi tam gaz devam ediyor ve uzun zamandır kendimizden bu kadar üstün, otuz küsür maçtır içeride dışarıda yenilmeyen bir Bayern Munih var karşımızda. Üstelik Şampiyonlar Ligi içerisinde en fazla reyting ve reklam yapılabilecek hedef maçımızdan önce en büyük kozumuz İcardi lig maçında penaltı verilmeyen pozisyonda aldığı darbe ile sakatlık geçirdi. Önümüzde bir hafta süre olsa muhtemelen iyileşebilecek iken sadece iki gün olduğundan oyunda olup olmayacağı şüpheli. Galatasaray Avrupa maçlarında ve özellikle Şampiyonlar ligi olanlarında mutlaka yüksek bir konsantrasyon ile sahaya çıkıyor çünkü bu bizim hem kulüp olarak genlerimizde var hem de oyuncular nasıl bir seviyede olduklarını biliyorlar. Hatta o kadar biliyorlar ki geçen senenin banko ilk onbir oyuncusu Nelsson bu maçlarda oynayamadığı için çok üzgün ve mutsuz olduğunu söylemiş. İcardi’nin oynamaması durumunda çeşit çeşit onbir tahminleri gördüm ve neredeyse hiç birinde Galatasaray’ın diğer iki golcüsü Bakambu ve Halil ilk onbire yazılmamış. Bunu anlamakta güçlük çekiyorum çünkü uzun zamandır uzun süreler alamayan bu iki oyuncunun belki de ellerine tarihi bir fırsat geçmiş iken birini seçmemek onların özgüvenlerine de darbe olacaktır. Umarım Okan Hoca mutlaka ikisinden biri ile maça başlar ve umduğunu bulamaz ise diğer seçenekleri dener. Bu maça çıkarken herhangi bir teknik direktör muhtemelen şöyle der oyunculara; “Bu maçı kayberseniz kimse sizi asmaz, bu gayet normal karşılanır. Ancak olur da yenerseniz uzun süredir yenilmeyen büyük bir takımın bu serisini bozmuş olarak tarihe geçecek ve grubun lideri olacaksınız. Bu denemeye değmez mi?” Belki taraftarların büyük çoğunluğu da benzer düşüncelere sahiptir. Hazır Bayern Munih bizimle uzun zamandır oynamamış ve çok ta tanımıyorken onları da şaşırtmanın tam zamanı diye düşünüyorum.
Maça gidecek taraftarların bu güzel üst düzey maçın tadını çıkarmalarını, sonuçtan bağımsız olarak Galatasaray’ı desteklemelerini bekliyorum. Top rakipteyken ıslıklayan, top biz de iken teşvik eden ve hakemin yanlış kararlarına da anlık tepki vermeyi unutmayana bilinçli bir destek çok güzel olur. Her iki takım da gücüne göre oynasın güzel futbol izleyelim sonuç ne olursa olsun bu maçın anısı güzel olsun. Maçtan sonra ilk onbir tercihi, oyun, hakem goller ve puan durumunu keyifle yazarım umarım.
İlk Yarı
Çok cesaretli ve dört tane Türk oynatma zorunluluğu varmış gibi şaşırtıcı bir onbir seçmiş Okan Hoca. İlk yarıdaki oyunumuz sanki Türkiye Ligi’nde bir takıma karşı oynuyormuşcasına rakip sahada baskı ile geçti. Koca Bayern çok fazla top kaybı yaptı bu yüzden, hele ilk yarının sonundaki pres kazanım topunu gole çevirebilsek müthiş olacaktı. Yediğimiz gol ve verdiğimiz bir iki kontra sağ ve sol bekimizin çok ileride kalmasından kaynaklandı. Ama herkes gördü ki bu Galatasaray bu oyununu sürdürür, taze bir iki oyuncu değişikliği ile enerjisini koruyabilir ise üç puan neden olmasın. Haydi Cimbom bir 45 dakika daha.
İkinci Yarı
İkinci yarı bir yere kadar enerjimiz idare etti ama ne zaman topu rakibe verdik bir beş on dakika gol yemeye yetti. Okan Hoca oyuna müdahale etmek için bence illaki 65 70 dakikaları beklemeyecekti. Oyundan düştüğümüzü hissettiği anda orta sahaya takviye yapması gerekiyordu. Buna rağmen oyunun karşılığı bu değildi elbet. Sadece Torreria’nın vurduğu toplar Ziyech’e denk gelse biz öne geçmiştik. Olmadı ama şu gerçek ki ilk yarıda da dediğim gibi enerjimiz yetmedi. Bayern gibi bir takım için biraz topa sahip olmak yetti. Bu oyunu ligde de oynayıp seviyemizi hep yükseğe taşımalıyız. Bu güzel büyük maçın aktörü olduğun için teşekkürler GALATASARAY.