İMECE
Bu kelimeyi yeni nesil pek bilmeyebilir ama özellikle kırsal kesimde bir grup insanın topluca ve eşit şartlarda emek birliği ile yardımlaşması ve ihtiyacı gidermesidir. Üstelik bunu yapmak için ne bir zorlama ne de bir kural gerekmemesi yerel yönetimler için en güzel örnektir.
Komşu Komşuya
Bizim toplumumuzda özellikle komşuluk ve mahalle kültüründe darda kalana ve doğum, ölüm, düğün, nişan gibi ev sahibinin sıkışık olduğu durumlarda köy, kasaba ve şehir farketmeksizin yardım edilir. Bir kap yemek yapılır, evinin kapısı açılır, getirilir götürülür gibi elinden geldiği kadar yardım edilir.
KOMŞULUK
Ülkeyi yönetenler de aslında dolaylı olarak benzer bir şeyi yapmıyorlar mı? ya da öyle olması gerekmez mi? şöyle ki; bir grup insanın toplaştığı bir yerde, ulaşım, altyapı hizmetleri, sosyo kültürel faaliyetler gibi hizmetleri yapabilmek için yine aynı insanlardan çeşitli kalemlerde vergiler toplanıyor. Toplanan değerler en verimli şekilde yine aynı bölge insanlarının ihtiyaçlarına kullanılıyorsa bu işlem de özünde imece değil mi?
Destekleşmek
Özellikle dini bayramların olduğu zamanlarda kamu kurumlarının yaptığı yardımlaşma çağrılarının yanında bir çok özel ve tüzel vakıf, dernek de insanların yardım etme duygularını kullanmaya çalışıyor. Aralarında bu işi çıkar amaçlı yapanlar, geçmişte olduğu gibi halen de mevcut olduğunu düşünüyorum. Bu konuda olabildiğince elinden ve dilinden emin olduğunuz kişilerle destek olmaya çalışmak veya kendi etrafınızdaki ihtiyaç sahibi birilerini bulmak en uygunu zira gün geçtikçe yoksulluğun giderek arttığı bir dönemi yaşıyoruz maalesef.
Özellikle son yıllarda başta büyükşehirler olmak üzere bir çok yerde bir çok kamu kurumu, bir çok bina yaptı veya yapımına izin verdi, bir çok yol yapıldı, köprüler, hastaneler, hava ve deniz limaları yapıldı. Bunların maliyetleri bütçede ne kadar yer tuttuğu, akılcı bir yatırım olup olmadığı tartışılır ama öyle ya da böyle bunlar önümüzdeki gerçekler. İstanbul özelinde 3. köprü ve otobanları ile birlikte yeterince genişleyen bir şehir ülke oluşumu yaşanmışken, artık frene basıp çevresel etkisine ve doğaya toparlanması için zaman vermemiz gerekmiyor mu?
İşte tam da bu sırada gözümüzü şehir yapılarından, o şehirde yaşayan insanlara çevirmemiz ve artık varsa yatırımları insana yapmamız gerekiyor. Hem kalpler, hem çevre ve hemde kendi vicdanımız için.