ROLAND GARROS 🎾
Bugün final günü ve toprak ağası olarak bilinen Rafael Nadal yarı finalde Novak Djokovic’e kaybedince günümüzün yükselen değeri Stefanos Tsitsipas’a rakip olamadı. Toprak zeminde tenis oynamak ayrı bir maharet ama Roland GARROS denince benim gözüme kızıla çalan turuncu zemin, beyaz çizgiler ve sarı tenis topu gelir.
Dünya Markası
Aslında her zemin için ayrı bir çağrışım var ve bırakın Dünya’yı tüm evren için marka olmuşlar. Wimbledon çim zeminde, Avustralya Açık ise sert zeminde akıllara ilk gelen turnuvalar. Tenisi tüm dünya geneline sevdiren en önemli faktör bu organizasyonların uzun yıllar belli bir disiplin ve taviz vermeyen standartlarda yapılıyor olması. Bizim bu konudaki en istikrarlı spor organizasyonumuz Kırkpınar yağlı güreşleri ancak Dünya’da bilinirliği neredeyse yok.
ilginizi çekebilir; AUSTRALIAN OPEN
Tenis, tıpkı bilardo gibi full konsantrasyon gerektirdiğinden oyuncular oynarken sessizlik olmasını ve dikkat dağıtıcı hiçbir şeyin olmamasını isterler. Ancak oyun puanları her alındığında ise alkış, kıyamet ve son zamanlarda tezahürat vs yapılır. Bu durumda seyirciler de oyuncuları pür dikkat takip etmeli ne zaman bir tiyatro izler gibi davranacaklarını ne zaman alkışlayacaklarını hatta ne zaman ayağa kalkacaklarını bile hesaplamaları gerekir. Kısaca tenis seyircisi olmak zordur. Medeniyet ister sabır ve saygı ister. Ülkemizde futbol izleyicilerinin fazla olduğunu düşününce aynı seyircinin tenis maçında olmasını tasavvur edemiyorum.
Altyapısız Olmaz
Eskiden tenis denilince zengin ve elit kesime ait bir spor gibi görülürdü. Tenis raketlerinin de çok pahalı olduğu sanılıyordu. Gerçi çok pahalı profesyonel raketler hâlâ var ama, günümüzde her bütçeye uygun raket çok kolay bulunmakta. Ayrıca malzemeniz olsa bile bu sefer oynayacak saha ve eğitmen bulmak da kolay değildi. Şimdi bir çok belediye uygun ücretler karşılığında semt ve bölge spor sahalarında tenis eğitimi vermektedirler. Ben tenis ile 40 lı yaşlarımda tanıştım, sağlığım elverdiği sürece oynadım. Keşke imkânım olsa idi de daha küçük yaşlarımda başlayabilseydim. Bundan sonraki yıllarda bu sporun yaygınlaşması ve başlama yaşının aşağı çekilmesi ile bizim de tıpkı Yunanistan’da olduğu gibi, bir sporcumuzu böyle önemli organizasyonların finalinde görürüz.