VİCDAN – ANGAJMAN
Bu iki kavram tanım olarak birbiri ile ilgisiz gibi gelse de son günlerde yaşanan cinnet geçirme mala mülke zarar verme isyan ve öc alma olayları bundan sonrası için ne yapmalı diye düşünmek gerekiyor. Vicdan – Angajman aslında insani bir cevap ve tavır koyma meselesi. Suçlu suçunun karşılığını görürse vicdanlar rahat eder. Sana yapılanın cevabını açıklanan angajman kurallarına göre vermek de aynı şeye tekabül eder.
İnsanlar hangi değer yargılarına göre yetiştirilmiş ise yine aynı değerler üzerinden yönlendirilip algı oyunlarına maruz kalabilirler. Örneği geçenlerde yaşandı küçük bir kızı taciz eden Suriyeli bir mülteci polise direnince ve olay sosyal medya ile yayılınca galeyana gelen bir grup tüm Suriyeli kişileri ve onların mallarını tartaklamak ve zarar vermek üzerine aksiyon aldı. Bu taciz meselesi ne ilk ne de son olacak maalesef. Konu sadece taciz olsa şimdi burada tek tek sayamayacağım kadar olay olduğunda bu insanlar kıllarını bile kıpırdatmamış iken neden son olayda ayağa kalktılar bir sormak gerekmez mi?
Hangisi Doğru
Tıpkı TÜİK tarafından bugün açıklanan enflasyon rakamı gibi yapılan tüm resmi açıklamalar ile hepimizin yaşadığı mülteci sorunu ile devletin bize açıkladığı mülteci meselesi birbirinden o kadar farklı ki! İnsanlar artık buna isyan ediyor. Bir tarafta sınırlarımızdan kimsenin geçemeyeceğini söyleyenler, asgari ücretin yüksek olduğunu söyleyenler, diğer taraftan gördüklerimiz, yaşadıklarımız ve hissettiklerimiz.
Hayat pahalılığının sebebini muhalefete ve muhalefet belediyelerine atfetmeyi sadece sokak röportajında değil televizyon canlı yayınlarında görüyoruz artık. Memur ve emekli ücretlerinin referans alındığı 30 Haziranın ertesi günü elektriğe %38 zam yaparak güya enflasyon hesabına dahil etmemek kurnazlığı ne vicdan ne de angajman ile açıklanabilir.
Kayseri’de yaşanan olaylar ile ertesi günü Suriye’de yaşanan olaylar birbiri ile bağlantılı mı değil mi? Bunu en yüksek resmi ağızdan açıklamak yerine interneti keserek karartma yapmak bu konuda hiç bir hazırlık ve öngörüye sahip olunmadığını gösterir. Stratejik işbirlikleri ve ortaklıklar çıkarların bitmesine kadar geçerli ise buna göre A B C planlarının hazırlanması gerekmez mi? Buldukları ilk fırsatta Türk Bayrağı ve tüm Türk unsurlarına saldıracak kadar gözü dönen insanları görünce geçmişte yaşananları ve kime güvenip kime güvenmeyeceğimizi bilmemiz gerekirken, gaflet ve dalalet içerisinde olmamızın faturası gün gelir yine halkımıza çıkar.