EMPATİ
Empati yapmak insanlığın en kilit duygusal davranışlarından birisi ama sanırım bunun farkında değiliz. Empatinin tarihsel geçmişi ve ilk kez nerede kullandığı pek bilinmez belki ama en azından bundan sonraki nesillere her seferinde ve mutlaka kullanılması gerektiğini anlatmamız gerekiyor.
Empati kısaca kendisini karşısındaki insanın yerine koyup onun yaşadığı ve bulunduğu ortamı onun hisleri ile yaşamaktır. Bu özellikle tartışırken karşındakine seni anlıyorum demekten farklı bir şey. İnsanlar ben dahil genellikle tartışırken veya konuşurken sıranın kendimize gelmesini bekliyoruz, karşı tarafın anlattıklarını duyarız ama kendimizi onun yerine koymadan kendi düşüncelerimizi karşı tarafta dikte ettirmek peşinde oluruz. Bu durumda olan iki kişinin anlaşması pek rastlanılan bir şey değildir.
Başka Bir Dünya
Dünya’nın tarihten bu yana yaşanan ve gelecekte de yaşanacak tüm karışıklıklar ve gerginlikleri muhtemelen sadece ben ve benim çıkarlarım yüzünden olmuş, karşıdaki insanın veya grubun da asgari yaşama şartlarını empati yapmak suretiyle alamamaktan geçiyor. Empati meselesi ciddiye alınmış olsa geçmişte yaşanan savaşların belki de büyük bir bölümü yaşanmayacak ve bambaşka bir Dünya’ya gözümüzü açmış olacaktık.
Biz insanlar sosyal varlıklarız, birbirimiz ile belli etkileşimler alarak toplu yaşamak durumundayız. Asosyal olmak diye bir tabir vardır ve genel olarak olumsuzluk içerir. Issız bir adaya yeni doğan bir insanı bırakırsanız o artık normal bir insan olarak gelişemeyecek başka bir tür olacaktır. İnsani bazı duygular ancak insanlar arasında öğrenilir ve gelişir. Bizler birbirimizi etkiler davranışlarımızı birbirimizden öğreniriz. Empati ise normal olarak yetişmiş bir bireyin eğitilmesi ve öğretilmesi ile sağlanabilir düşüncesindeyim.
Büyükleri saymak küçükleri sevmek, karşındakini rahatsız edecek davranışlardan uzak durmak, yalan söylememek, kibar olmak gibi daha bir çok davranış zaman içerisinde öğrenilen unsurlar. Empati bunların arasına bir şekilde sokulmalı ki gelecekte faydasını görelim. Atalarımız “Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar” demiş, aynı şeyleri yaşamayan insanların aynı şeyleri hissetmesi elbette düşünülemez ama hiç olmazsa buna yaklaşacak bir adım atmak ancak empati ile mümkün olabilir. Her bireyin parmak izi nasıl evrende bir tane ise, onun yaşamı da zihni de bir tanedir. Herkesi robot yapamayacağımıza göre herkesin bir arada yaşayabilmesi ancak anlaşmak ile mümkün olabilir ve anlaşmanın anahtarı empatiden başka birşey değildir.