LETONYA – TÜRKİYE
Üzülerek söylemek gerekiyor ki milli takımın oyun seviyesi ancak Letonya gibi takımlar ile başabaş oynayabilecek kadar geriledi. Maçın büyük bir bölümünde ne yaptığını bilmeyen zamanı boşa harcayan bir takım görüntüsünde idik. Zayıf gibi görünen bu tip takımların en büyük özelliği kalelerinde gol görmeyi bırakın pozisyon bile vermedikçe dirençleri artar gittikçe katılaşırlar. Hepimiz biliyoruz ki tek forvet bu tip takımların kalabalık savunmaları arasında kaybolur. Bunu aşmak için belki iki forvet ile oynamak hatta orta sahadaki oyuncuların da topun olmadığı kanattan sürekli ceza sahalarına girmeleri beklenir. Sağlı sollu ataklar ile rakibi baskı altına almak, tıpkı son 15 dakikada yaptığımız gibi oynamak gerekir. Bu baskıyı kurmak için son dakikaları değil ilk dakikaları kullanmak önemlidir. Rakibin ilk yediği gol dakikası o kadar önemli ki bu ne kadar çabuk olursa o kadar çabuk çözülürler. Şimdi bu yazdıklarımı amatör ligde takımı olan teknik direktör de bilir iken milli takımın başında kim olursa olsun biliyor olması gerekir.
Çok iyi skorlar alarak başladığımız grupta geldiğimiz durum şu ki, averaj yaparak kazanmamız gereken maçları bile korkarak oynuyoruz. Önümüzde kalan iki maç için bile tamam 3 puan ve 5 er gol averajı cebimizde diyemiyoruz. Alman bir teknik direktörün yapması gereken şey bellidir. Takım ayırt etmeden, isimlerin etkisi altında kalmadan 90 dakika disiplin içerisinde oynayacak makine gibi bir takım yapmak. Ondan sonrası yapılacak her maç ile dişlilerin birbirine alışması ve düzen içerisinde çalışması. Benim bu Katar 2022 Dünya Kupasına katılma beklentim yok, katılsak bile turnuvadan bir şey olacağı yok. Benim beklentim nerede olursa olsun futbol oynayan bir milli takım.