LÖPEN
Kedilerin ana vatanı Anadolu imiş ve tüm Dünya’ya buradan yayılmışlar. Özellikle tahıl ile uğraşan kişilerin ürünlerini kemirgenlerden korumak için kedileri kullandıkları ve bu vesile ile de insanlarla birlikte evcilleşme süreci başladığı tahmin ediliyor. Tekir kelimesi Latince kaplan anlamına gelen “tigris” kelimesinden geliyormuş.
Eşşek LÖPEN
Bizim oğlumuz Löpen de bir tekirdi. Sokaklardan hayvan evine ordan da bize gelen tam bir şehir kedisi olarak bize hediye edildiğinde iki bilemedin üç aylık avuç içi kadar bir mutluluktu. Tekirler tipik olarak çizgili gri tonlarında alınlalarında kusursuz simetrik desenleri ile oyuncu bir tür olarak biliniyor. Bu sebepten olacak evde çıkmadık bir yer bırakmadı hatta üstümüze bile çıkan eşşek sıpasıydı.
Başlangıçta eve ve bize alışması biraz sürdü ama tuvalet konusunda tek bir sıkıntı bile çıkarmamıştır. İlk aldığımızda hayvanların da kimlik kartı olduğunu bilmiyorduk. Parazit ve kuduz aşıları için ilk veterinere götürdüğümüzde kimlik kartını almış aşı tarihlerini işlemiştik bile. Bir süre sonra erkek kedilerin evde daha rahat yaşabilmesi için kısırılaştırma operasyonu yaptık ve belli bir büyüklüğe geldiğinde hem biz ona hem de o bize alışmıştık artık. Türlü türlü oyunlar, kovalamacalar, saklambaçlar, minik top ve ışık oyunları derken silgi ile at getir oyunu oynamaya da başlamıştık. Tıpkı köpeklerin fırlatılan oyuncağını getirmesi gibi bizim eşşek sıpası Löpen de silgiyi geri getiriyordu. Biz atıyorduk koridora o da tıpkı televizyondaki Tom ve Jeri’deki gibi bir hışımla fırlıyor bir bakmışız silgi ağzında geliyordu. Arada bazı silgiler gelmiyordu ama bazılarını koltuk altına filan kaçırıyordu tek başına da oynadığı için yenisini kesiyordum.
ilginizi çekebilir; KEDİLER VE İNSANLAR
Bir gün eşşoleşşek rahatsızlandı, yemiyor içmiyor ve çiş de yapamıyor. Götürdük veterinere muayene etti filan ve sonra sıvılı bir röntgen çekti daha ne görelim daha ilk bakışta silgilerden birisi bağırsağında takılı durmuyor mu. Meğer o kaybolan silgilerden biri koltuğun altında değil sıpanın midesine gitmiş. Yapılacak tek şey ameliyat ile kesip almak, İstanbul Üniversitesi Avcılar hayvan hastanesinde ameliyat ile aldılar da kurtuldu sıpa. Sonrası şırınga ile ilaç ve sıvı yemek paşayı nekahet dönemide tıpkı insan gibi koruyup kollamak gerekti.
Bizim LÖPEN
Ufak tefek rahatsızlıkları, ayağını arı sokması, hafif öksürüğü filan derken bizimle uzun bir seyahat bile yapmıştı eşşek sıpası. Artık birbirimiz anlıyor ne zaman oyun zamanı, ne zaman yemek, nereye çıkılır, nereye çıkılmaz aşağı yukarı öğrenmiştik. Ama şu bir gerçek ki çoğu zaman onun canı ne isterse onu yapıyordu. Hafta sonları iki günlük evde bıraktığımızda bize tavır yapar arkasını filan dönerdi. Evden işe geldiğimde hep kapıda karşılar bir iki kelime selamlaşırdık ve ben rutin olarak kucağıma alır bir iki tur atardık evde. Her evcil hayvanın kendine has özellikleri olduğu gibi bizim Löpenimiz de bize göre özeldi ve dolu dolu 17 yıl boyunca bizimleydi. Evin bir çok yerinde hatırası var ve yerine yeni bir kedi bizim Löpen olamayacağından orada bıraktık. Dünya Kediler Günü vasıtası ile bugün oğlumu yazmak istedim. Herkesin hayatının bir döneminde imkanı var ise bir kedi ile zaman geçirmesini şiddetle tavsiye ederim. İyi ki bizimleydin eşşek sıpası LÖPEN.