BAŞAKŞEHİR – GALATASARAY
MAÇTAN ÖNCE:
Yine bir milli arası sonrası Başakşehir – Galatasaray maçı ile kendi ligimize döndük. Bu sefer korktuğumuz bir sakatlık yaşanmadı çok şükür. Hatta Osimhen 3 gol atmış olarak döndü. İcardi bile biraz daha fit görünmeye başladı. Bunu gören fırsatçı algıcılar kadro seçimi konusunda sorun varmış gibi göstermeye Okan Buruk’un bunu yönetemeyeceği gibi provokasyona başladılar. Oysa takımın içinde herkesin yüzünün güldüğü antrenman fotoları bize bu kadar karamsar bir tablo göstermiyordu. Kim ne derse desin bu takımın patronu sevseniz de sevmeseniz de bellidir. Maça hangi onbir ile başlayacağına da kimi değiştireceğine de o karar verir. Üstelik bu hafta evimizde görece daha kolay gibi görünen ama aslında çok koşan bir takıma karşı Şampiyonlar ligi maçımızın olduğu da düşünülünce bazı oyuncuları daha az kullanma seçeneğini de kullanacaktır. Galatasaray takımının oyuncu kadrosunda herkes belli bir yetenek ve başarı seviyesine sahip olduğu için oradadır, o yüzden sahaya kimi sürerse sürsün takımın hedefleri değişmemelidir. Oyuncular da bunun farkında olmalı maça göre performans göstermemeli rekabeti sonuna kadar yaşamalıdırlar. Başarı çıtası ancak bu şekilde yükselir ve bunu herkes bilir. Yarın saha zemininin diğer yerlere göre daha iyi olduğunu düşündüğümüz bir deplasmana çıkacağız üstelik bu takımın seyirci baskısı bile yok denecek kadar az olacağından milli bir ara dönüşü olabilecek en uygun deplasmana gidiyoruz bakalım maçtan sonra nasıl bir sonuç yazıyor olacağım?

MAÇTAN SONRA:
BAŞAKŞEHİR 1-2 GALATASARAY
Bu akşamki maçın ilk yarısı ile ikinci yarısını ayrı ayrı değerlendirmek gerek. Bunu belirleyen takım ise rakip Başakşehir. İlk yarı için sadece savunma yapalım diye sahaya çıkmış olacaklar ki bizim sahamıza girmediler bile. Biz elbette ön alan savunması ile işimizi yaptık ama öyle ahım şahım bir günümüzde de değildik. Sara’nın şutu gol olsa maçın kilidi daha erken açılacaktı ama kısmet günün adamı Sane’nin gollerinde imiş. Aslında sadece gol de atmadı bir iki tane kilit pas yapıp oldukça verimli oynadı ve tiki taka anlaşabileceği iki ayrı adamdan iki ayrı pas aldı ve gollerini yaptı. İki maç yedek kalıp sahada olamamak onu biraz daha hırslandırmış bile olabilir. İkinci yarı Başakşehir kaybedecek neyim var dedi ve üzerimize uzun toplarla gelmeye başlayınca nerdeyse tamamı sarı kartla oynayan defans hattımız elbet açık verecekti. Oyuncu değişiklikleri oyunu biraz tutmamıza sebep oldu ve maçı kazanmayı bildik. Şampiyonlar ligi öncesi kayıpsız geçmek önemliydi. Sahanın zemini güzel görünüyordu ama sanki bazı yerleri özellikle fazla sulanmış olacak ki her iki takımda da zırt pırt kayan oyuncular vardı. Teknik ekip ikinci yarıda buna nasıl çözüm bulamadı şaşırmamak elde değil. Maçın düdük çalanı ilk yarıda ilgisiz fauller ve sarı kartlarla niyetini belli etti. Bunların hepsi bize karşı ödüllendirme siyasetinin sonucu. Ama iyiler elbet kazanacak ve biz işimize bakıyoruz. Şimdi Şampiyonlar ligine odaklanma zamanı.














