GALATASARAY 3-2 SAMSUNSPOR
Perşembe günü Tottenham gibi bir premier lig takımına sahayı dar ederek muhteşem bir Avrupa zaferi daha yaşatan Galatasaray taraftarı için o gece pek anlayamadığımız ama sonradan öğrendiğimiz bir Mario İcardi gerçeği ile sanırım bugün yüzleşeceğiz. Galatasaray – Samsunspor maçını nedense saat 16.00 ‘ya almak aklına gelmiş. Oysa Avrupa maçını çarşamba günü oynayan takım elbette dün oynayabilir diğer iki takım da bu akşam aynı saattle oynayabilirdi. İcardi’nin sezon başından beri hayatında ve ailesinde yaşadıkları sıkıntılar sebebiyle tam konstantrasyon sağlayamadığını da düşünürsek aksiliklerin peşini bırakmadığı bir zamanda sahanın çimlerine takılarak dizinin dönmesi ve uzun bir süre sahalardan uzak kalması kendisi için belki de en hayırlısı olacak iken bu süreçte bizim takımın Osimhen gibi bir oyuncuya sahip olmasının da tam bir ilahi kader olduğunu kabul etmek gerek. İcardi takımda iken çift forvet ile oynamanın bir zorunluluk mu yoksa tercih mi olup olmadığını bundan sonra test edebileceğiz. Bu maçın gündüz oynanmasının dışında bir süredir sakat olan Jakops ve Avrupa kadrosunda olmayan Sallai de ilk onbirde başladı. Oyunun ilk bölümünde Sallai sık sık forvet gibi oynarken ilk onbeş dakika Jakops’un ayağına top değmedi. Uzun zamandır görmediğimiz bir güzel orta ve uzun zamandır görmediğimiz bir kafa şutu golü izledik. Maça gol ile başlamak takımın dinlenmesi ve stres yaşamamak adına katkısı olsa da tek farklı skorların riskli olduğunu hele ki kötü hakemlerin olduğunu da düşününce aklımızda tutuyorduk. Nitekim yine bizim takıma verilebilecek cinsten bir uyduruk penaltı ile Samsun beraberliği yakalayıvermişti. Neyseki çok hızlı bir cevap ile yine Osimhen’in bitiriciliği ile strese girmeden öne geçmiştik. Aslında Samsun takımının maçın sonlarında etkili olduğu biliniyordu ve iyi ki 3. golü bulduğumuzu yine hakemin sadece bize verdikleri bir penaltı ile anlayacaktık. Bakın bu çifte standart biz farkı açınca bariz şekilde öne çıkmaya başladı çünkü normal yollarla bizi yakalamanın ne kadar zor olacağını biliyorlar.
Avrupa maçları akşamı neredeyse çaktırmadan o da lütfedip çok ağır bir ceza vermişler Jose’ye 1 maç. Üç ayrı maddeden ceza sevki için verilen bu ödül de ancak yönetilmeyen federasyonlarda olur. Hatırlarsanız Fatih Terim’e verilen cezalar asgari 3 maçtan başlıyordu. Ülke futbolunu sırf kendi çıkarı için küçümseyen adama en güzel cevabı Okan Buruk Tottenham maçı sonunda verdi. Ben buradan yabancı objektif hakemlerin ligin ikinci yarısında denenme vaktinin geldiğini yeniden hatırlatmak isterim. Belki o zaman takımın rengine göre kararlar verilmez. Bunu nereden biliyoruz 3 takımın da aynı anda bulunduğu Avrupa Ligi’nde verilen kart sayılarına bakınca anlayabilirsiniz.