DÖVİZ

Döviz, bir ülkenin para birimlerinin yabancı para birimleriyle değiştirilmesini sağlayan uluslararası ödeme aracıdır. Yani, bir ülkenin para biriminin başka bir ülkenin para birimiyle değiştirilmesi işlemidir. Bu işlemler genellikle ticaret, yatırım veya turizm amaçlarıyla gerçekleştirilir. Oysa döviz bize göre ya Dolar ya da Euro dur.

Dolar veya Euro almak için ya bir banka ya da döviz bürosuna ihtiyacınız var. Dövizin iki işlem arasındaki değer farkı hep soru işareti yaratır. Bankalar ve döviz piyasası arasındaki farklar genellikle likidite, işlem hacmi ve maliyetlerden kaynaklanır. Bankalar, müşterilerine döviz ticareti sağlayarak kendi kurlarını belirlerler ve genellikle bu kur farklılık gösterebilir. Ancak, döviz piyasası daha büyük bir likiditeye sahiptir ve burada arz ve talep güçleri daha fazla etkilidir, bu da fiyat dalgalanmalarına neden olabilir. Ayrıca, döviz piyasasında işlem yapmanın maliyetleri de bankalardan farklı olabilir, çünkü döviz piyasasında genellikle daha az komisyon ve spread ücreti bulunabilir. Bu nedenlerden dolayı, bankaların döviz kurları genellikle döviz piyasası fiyatlarından farklı olabilir.

KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR

Para politikaları ve yönetimi o kadar ciddi bir iştir ki piyasadaki hareketleri çoğunlukla psikoloji belirler. Nerdeyse her şeyi ithal eden bir ülke olarak döviz neden yükseliyor sorusuna “Dolarla mı maaş alıyorsun? Sizi neden ilgilendiriyor?” gibi yanıtlar veren bir Bakanı olan yönetimden ne beklenebilir ki? Türk parasının değer kaybettiğini, alım gücünün her gün aşağıya indiğini, cebinde üç lirası olan herkes biliyor. Bunu önlemek için ne kadar alabiliyorsa o kadar döviz, altın, coin veya borsa gibi yatırıma giriyor.

Faiz

Faiz ise paranın TL olarak kalmasını sağlamak üzerine belirlenir hale geldi, üstelik son yılların en yüksek faizini de görmemize rağmen insanların yabancı paraya kaçışına engel olunamıyor. Biz aylık sabit ücret ile yaşamaya çalışanlar maaşlarını aldıklarında, ödemelerden sonra kalırsa üç beş düşünüyoruz bir şeyler yapmayı ama nedense tam da bu dönemlerde tüm değerler zirve yapmış oluyor. Yok daha yükselmez diyorsun içinden ama tersi oluyor kolay kolay da düşmüyor. Bu kısır döngü TL nin değer kaybını kronikleştiriyor. İnsanlar TL’den kaçtıkça daha çok değer kaybediyor. Faiz ile bunu dengelemek ve yükseltmek ise bir başka sorunu ortaya çıkarıyor. İnsanlar alış veriş yapmıyor, parası olmayan zaten yapamıyor ve durgunluk yaşanmaya başlanılıyor.

FAİZ

Uzun yıllar ekonomi ve yabancı sermaye yatırımı için en önemli meselenin siyasi istikrar olması gerektiği anlatıldı. Ancak son 25 yılı aynı iktidarın tekelinde olmasına rağmen yaşananlara bakınca bu argüman da boşa çıktı. Dünya’da savaş halinde olan ülkelerde bile görülmeyen bir enflasyon ve değer kaybı yaşanıyor ülkemizde. Allah var hakkını vermek lazım bu konuda Dünya birincisiyiz. Düşünün hep söyledikleri yastık altı birikimlerinin ekonomiye katılması gerektiği söylemi, kendi seçmenine bile güven vermiyor. Daha ne kadar dip yapacağız, daha ne kadar böyle gidecek kimse bilmiyor.

http://www.google.com

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir