ALMANYA 2-3 TÜRKİYE

Böyle bir performansı hem Almanya-Türkiye hem de hazırlık maçında sahada göstermek bizim milli takımın zihinsel olarak değişip geliştiğinin işareti. Montella takıma gelir gelmez tüm onbir oyuncuyu değiştir de mi biz birden futbol oynamaya başladık? Bu ani ve güzel değişimin sebebi sihirli bir değnek mi? Yoo hatta kendi eski takımından bile oyuncu alarak acaba objektif değil mi gibi sorular da sormadım değil. Emre Akbaba’nın ilk onbir başlaması bana pek de doğru gelmemişti. Bir kere Türk insanının milli duygularla davrandığını çözmüş. Oyun tarzı olarak da kim olursa olsun önde baskı yapıp kazanılan olası toplar ile rakibi hazırlıksız pozisyonda yakalayıp gol bulmayı benimsemiş. Bu oyun biraz da Galatasaray’ın oyun modeli. Bu oyuna uygun her topa koşacak enerjisi olan oyuncular topluluğunu bulmak kulüp takımlarında kolay değil ama milli takımın çok geniş bir oyuncu havuzu var. Bu oyuna Hakan Çalhanoğlu pek uygun değil, İrfan Can da değil Emre Akbaba hiç değil. Yediğimiz ilk golü analiz edersek sol kanat defansı oralarda değil ve Emre bunun farkında olmasına rağmen pozisyon zafiyeti yüzünden adamını kaçırıp gole sebebiyet veriyor. Bir diğer eksi de yediğimiz ikinci golde kalecimizin kapattığı köşeyi rakibin vuruşu öncesi açması idi. Aslında maç 3-3 de 2-2 de 2-4 bitebilirdi. Maçın bu skorla bitmesinde Yusuf’un penaltı atması ve kötü atmasına rağmen gol olmasının, sağ kanattan yerden gelen ortaya Alman oyuncunun vuramamasının, son olarak da Barış Alper’in sağ ayak içi güzel vuruşunda kalecinin mükemmel kurtarışının payı var. Ama bu gece herşey bizden yana idi. Futbol sürekli Almanların kazandığı bir oyun olmaktan en azından bu akşam itibari ile çıkmıştı. Rakip kim olursa olsun, maçın adı ne olursa olsun bizim milli takım ciğerini ortaya koyan her yere koşan genç oyunculardan kurulmalı ve pres oyunu ile rakibi hataya zorlayan felsefeden asla vazgeçmemeli. Almanya-Türkiye maçı bir milat olsun.

FUTBOLCU

Montella

Montella bir rüzgâr ile geldi ve yelkenleri doldurdu. Şans her zaman yanınızda olmaz, bu tip bir oyunu hangi oyuncularla oynayabileceğini bir süre sonra o da görecektir. Futbol onbir kişi ile oynanır ve hepsinin birden çalıştığı bir makina düzeninde olursa sonuç alınır. Bu yüzden milli oyuncunun yaşı, adı ve takımının bir önemi yoktur. Önemli olan bulunduğu mevkiinin hakkını vermesidir, gerisi zaten gelir. Örneğini bu maçta Kenan YILDIZ göstermiştir. 18 yaşında olmasına rağmen ilk onbirde başlaması da temiz vuruşları da iyi bir oyuncu olacağının işaretleridir. Almanlara yetiştirdikleri için İtalyanlara keşfettikleri için Montella’ya da oynattığı için teşekkür etmek lazım. Biz son Avrupa şampiyonasından bu tarafa büyük takımlarla maç yapma fırsatı bulamıyorduk. Almanya-Türkiye maçı bu yüzden beklediğimiz bir maçtı. Oyun kalitemiz de puanımız da futbolumuz da yerlerde idi. Bu tip maçlar hele de iyi sonuçlar alınınca büyük bir özgüven patlaması yaşattırır. Güzel başlayan bu yeni serüven hep güzel devam etsin yenemediğimiz takım kalmasın. Bravo bizim takım, bravo bizim çocuklar, bravo Türkiye.

TFF

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir