VEFA BOZASI
Boza; arpa, buğday, mısır gibi tahılların mayalanıp ekşitilmesiyle yapılan, koyuca, mayhoş içecek. Türkiye’de boza dediğinizde aklınıza sadece bir yer ve bir marka gelir o da “Vefa Bozası” Hani bazı markalar öyle bir yerleşmiştir ki ürünün önüne geçer ve o ismi dediğimizde aslında o ürünü demek istemişizdir. Tıpkı “Selpak” kağıt mendil gibi.
Boooza
Vefa Bozası da Osmanlı zamanında kurulmuş ve kurulduğu yerdeki konumunu ve lezzetini günümüze kadar koruyarak getirmiş en eski markalarımızdan birisi olmuştur. Üstelik bu durumda kalmasının sebebi belkide başka hiç bir yerde şubesi olmamasına bağlıdır. O yüzden gerçek bir boza lezzeti tatmak ve eskilere dönmek istediğinizde Fatih ilçesinde Bozdoğan Kemeri’nin yanındaki Vefa semtine gidecek, o sıkışıklığı yaşayacak, zahmetlerin sonunda vefa Bozasının mis gibi tarçın ile birlikte tadına varacaksınız.
Vikipedi sayfasındaki verilere göre bilinen en eski Türk içeceklerinden biridir. Günümüzde eski Osmanlı coğrafyası ile Orta Asya coğrafyasının bazı kısımlarında yapılır. Balkan coğrafyasından Türkiye, Kosova, Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ, Sırbistan, Romanya gibi ülkelerde ve Asya’dan Kazakistan, Kırgızistan kesimlerinde içilen bir içecektir.
Boza, genelde kış aylarında içilir. Bozanın mevsimi 15 Eylül – 15 Mayıs arasıdır. Uygun şartlarda muhafaza edilirse bozanın içilebilecek kıvamını koruduğu süre 6 ya da 7 gündür. Vefa Bozacısına gittiğinizde içtiğiniz bir bardak sonrası genellikle bir miktar da yanınıza almak istersiniz. Her ne kadar bir kış içeceği denildiğinde sıcak bir içecek imiş gibi sanılsa da esasen oda sıcaklığında tüketilir ve mazisi uzun mudur bilinmez sarı leblebi ile birlikte içmek de mümkündür.
Ne kadar Eski?
Arpa buğday ve mısır tahıllarının kullanılması bu içeceğin köklerinin ne kadar eskilere kadar uzanabileceğinin de ip uçlarını vermektedir aslında. Boza Osmanlı döneminde oldukça meşhur ve farklı yöntemlerle de tüketiliyorken istanbul sokaklarında bir süre öncesine kadar seyyar bozacılar hala faaliyette idiler. Bozanın Mezopotamya’dan başlayan bir tarihinin olması ve sudan sonra belki de içilen ikinci içecek olması kuvvetle muhteledir.
Kış aylarının bu kıymetli içeceği bağışıklık sistemini güçlendiren bileşiklere sahip. Mevsimsel ve kronik hastalıklara karşı vücudu ayakta tutuyor. İçeriğinde demir, kalsiyum, fosfor, sodyum, karbonhidrat ile A, B1, B2 ve E vitaminleri bulunuyor. Probiyotik etkisi yüksek. Özellikle emziren anneler için süt arttırıcı özelliği ile öne çıkıyor. Sinir sistemini yatıştırdığı gibi günlük enerji ihtiyacının önemli bir kısmını bir bardak boza ile karşılamak mümkün olabiliyor. Tam bir şifa deposu olarak tanımlanabilir.
Vefa Bozası’nın yanında Balkanlardan gelerek kendi tarihini ve markasını yaratan “Velimeşe Bozası” da Trakya’da isim yapmış marka tescillerini almış. İnsanlık tarihi kadar eski ama bir o kadar da bizim içimizdeki yeme içme kültürünü yaşatmak ve hissetmek çok güzel olmalı.