Dünya’nın gelir ve gıda dağılımını anlamak için bazı ülkelerde obezitenin yaygınlaşıyor iken diğerlerinde yoksulluk ve açlık sınırında yaşananların oranlarına bakmak yeterli. Yaşamak için beslenmeli ve gıda tüketmeliyiz tamam da bu neden asgari de kalamıyor.
Bir gıda ürününün mevcudiyetini arz ve talep belirliyor. Bir nevi moda gibi, sadece yemek yetmiyor bir de onu herkese anlatmak tavsiye etmek talebi artırıp değerini de şişiriyor. İşin bir de israf ve artık boyutu var ki o apayrı bir yazı konusu.
Yemeden Olmaz
Biz insanların doğası gereği yaşarken yaptığımız zorunlu ama bir o kadar da keyif aldığımız şeyler var. Bunların sayısı çok değil ama son zamanlarda en öne çıkanı yemek kültürü. Zaten zengin olanlar ya da para bulanlar için “para yemek” diye bir deyim var. Para yemenin moda ile bağlantılı en iyi örneğini malum ünlü bir et markasında görebilirsiniz. Aynı miktarda eti aynı lezzette ama on kat daha ucuz yiyebileceğiniz bir sürü yer varken sadece markası ve adı için ton ile para vermek sadece et yemekle açıklanamaz.
Öte yandan elde mevcut bulunan gıdalardan çeşit çeşit yemekler çıkarmak da bizim Türk mutfağının takdir edilmesi gereken bir özelliği. Mesela tarhana “dar hane” den türemiş, ana malzemesi un, içerisine ilave bir iki takviye ve güneşin de yardımıyla dar gelirli ailelerde yemek için çözüm bulunmuş. Her bölgede kendine özgü yapılıyor.
Toprak
Bunun yanında sadece un da değil, bayatlamış ekmekler ile elinizde ne varsa besin olarak kullanmış Anadolu insanı. İnsanlık tarihinin yerleşim ile ilişkisi verimli sulak ve güneş alan topraklar üzerinde olmuş. Savaşlar ve kazanımlar için her zaman verimli topraklara sahip olmak amacıyla yapılmış. Sonunda hep gıda üzerine, yemek üzerine.
Günümüzde geldiğimizde gıda yanında diğer tüketim ürünleri de ülkeler için önem arz etmiş olsa da nüfus artışının getirdiği talep ve verimli toprakların yeterli gelmemesi, doğallığı ve kalitesini göz ardı ederek kimyasal ve genetik yöntemlerle yapılan gıdalar başlangıçta bir başarı gibi görünse de zaman geçtikçe aslında hem topraklarımızı hem de sağlığımızı tehlikeye attığımız ortaya çıktı. Umalım da bundan sağlıklı bir dönüş için geç kalmamış oluruz.
birleşmiş milletler gıda organizasyonu internet sitesi
+ There are no comments
Add yours