KASTAMONU
Dünya’da aynı anda dört mevsimin bir arada yaşanabildiği ender ülkelerden birisi iken, maalesef ki şu sıralar aynı anda bir sürü doğal afetin yaşandığı ülkeye dönüşüverdik. Karadeniz sel, Akdeniz yangın derken en son Kastamonu Bozkurt ilçesinde de afet yaşandı.
Yeryüzü Cenneti
Kastamonu Batı Karadeniz’de doğal güzelliklere sahip güzel şehirlerimizden birisi. Büyük bir bölümü Küre Dağları ile Ilgaz Dağları olan sınırlarında şirin sahil ilçeleri mevcut. Kendisi de dahil bu yerleşimlerin tam da göbeklerinde ırmaklar, dereler, su yolları bulunuyor. Tıpkı Doğu Karadeniz’de olduğu gibi bu su yolları zaman zaman taşkın yapıyor. Her seferinde de dere yataklarına yapılmış yapılar zarar görüyor ve herkes birbirine bu yapılar buralara nasıl yapıldı diye soruyor.
Doğanın kendi coğrafi yapısında o bölgenin çok uzun yıllar yaşadığı yağmurlar ve seller ile oluşan vadileri her ne kadar güzel ve gezilecek alanlar oluştursa da bu alanlar özetle su yollarıdır. Kimi zaman az kimi zaman çok ama eninde sonuda suyun denizlere tahliyesini en doğal yoludur.
İnsan Ömrü Yeter Mi?
Dünya kabuğunun oluşumu milyonlarca yılda oluyorken, bir fani insanın ömrünün ortalaması en fazla 75 yıl iken nasıl oluyorda artık akmasa bile kurumuş gibi görünen dere yataklarını aklımızca ıslah edip kullanıma açabiliyoruz. Bırakın insan ömrünü insanlık tarihinden başlayarak bir istatistik tutsak ki hadi on bin yıl olsun, onlarca milyon yılda oluşmuş ve süreci devam eden bu coğrafyada bizim karar verme yetimiz olabilir mi. 1000 yıl akmayan dere bir bakarsın yarın akıvermiş ve önüne aldığı her şeyi silip süpürmüş.
Yıllardır iklim değişikliği ile Dünya’nın değiştiği söylenip duruyorken çevremizde yaşananlardan doğanın zerre kadar suçu var mı? Doğa yıllar yıllar boyu oluşturduğu su yollarını canı ne zaman isterse kullanır ister az ister fazla. O yüzden derelerin ne kadar kenarına yapı yapalım, hangi kota kadar iskan etmeyelim kararlarını vermek son bir kaç yılın yağış istatistiği ile belirlenebilecek bir şey değildir.
Su Yollarını Rahat Bırakın
Kastamonu gibi bir çok şehirde bulunan derelerin her iki yanında yapılabiliyorsa arkeologların derin tarihi araştırmalar yapıp suyun en çok nerelere ulaşabildiğini tespit etmeleri gerekiyor. Yüzlerce yıl akmamış bir su yatağından yarın yada başka bir gün her şeyi alıp götürecek bir su tahliyesinin olmayacağını kim garanti edebilir? Doğayı bize uydurmaya çalışmak yerine biz doğaya ayak uydurmalıyız. O her şeyi bize gösteriyor zaten görmek isteyene.
Kastamonu tarihi taş yapıları ve enfes doğası ile birden çok gezi planı yapılacak şehirlerimizden birisi olup doğa ile barışmış bir gelecekte tekrar görmek dileğiyle.