GALATASARAY
Gündüz Kılıç der ki “Galatasaray bir his takımıdır. Renklerine aşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. Galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. Galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. Kısacası Galatasaray, “bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.”
Ali Sami Yen der ki “Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek” bu söylem aslında o zamanlar için derin anlam içeriyor çünkü işgal altındayız. İsyan ve bağımsızlık ruhu içerir.
Lise tarihi ile kulübün temellerinin atıldığı bir ilim irfan yuvasıdır. “1481 yılında Galata Sarayı Hümayun Mektebi adında bir okul kurarak Osmanlı saray eğitiminin önemli bir parçasını oluşturdu. Kurum enderuna üst düzeyde eğitimli görevli yetiştirdiğinden, Mekteb-i Sultani ve Galata Sarayı Ocağı gibi adlara da sahiptir. XIX. yüzyılda önemi ve işlevi gün geçtikçe artan kurum, Osmanlı’da Batılılaşma döneminin ve Tanzimat uygulamalarının bir simgesi olur. 1927 yılında kurum, Galatasaray Lisesi adıyla ve Cumhuriyet devrimlerine uygun olarak eğitime başlar. 14 Nisan 1992 tarihinde ilkokul ve üniversite eğitimini de kapsayan Galatasaray Eğitim Öğretim Kurumu (GEÖK) hayata geçirilir. GEÖK bünyesinde 1993 yılında Galatasaray İlköğretim Okulu, 1992 yılında ise Galatasaray Üniversitesi kurulur.”
Atatürk’ün Galatasaray camiasıyla olan ilişkisi, Galatasaray Lisesi’ni 2 Aralık 1930, 28 Ocak 1932 ve 1 Temmuz 1933 tarihlerindeki ziyaretleriyle somutlaşmıştır. “1 Temmuz 1933, Galatasaray Lisesi’nin yaşadığı en büyük gündür; o gün Gazi Hazretleri, müessemizde beş saat bir çeyrek saat kalmışlar ve birinci devre Tarih – Coğrafya – Yurt bilgisi mezuniyet imtihanlarına giren talebemizden dokuzunu imtahan etmek lütfunda bulunmuşlardır. Galatasaray Lisesi, bundan sonra, o unutulmaz günü her sene anmak ve tekrar yaşamak için aynı devrenin aynı imtihanlarını daima aynı güne koyacaktır.”
Tevfik Fikret’in söylediği gibi “Fikri hür vicdanı hür birey olmaktır” Galatasaray’lı olmak. Kulübün kurulduğu yıllarda lisenin müdürlüğünü yapmış ve kurtuluş savaşının simge destekçilerinden birisi olan ünlü vatansever şairin de Galatasaray’lı olması bir ayrıcalıktır.
Amblemin ortaya çıkışı kendi halinde, sessiz sedasız, mütevazı Ahmet Ayetullah isimli bu gencin kalemi sayesinde olmuştu. Arkadaşlarının kısaca Ayet olarak çağırdıkları Ayetullah; “Harf devrimi öncesinde kullanılan alfabenin G ve S’ye karşılık gelen gayın ve sin harflerini ahenkli bir tasarım ile birlikte çizmiş, her zaman yaptığını yaparak, ortasına da kendi dergisinin adını ve “logosunu”, o sevimli kara kedisini yerleştirmişti! Çizim, hemen herkesin çok hoşuna gitmişti. “Galata” ve “Saray” kelimelerinin baş harflerinin çok şık bir tasarım ile istiflenerek bir araya getirilmesinden oluşan- tabii ki kara kedisiz!- bu amblemin kulüp yöneticilerine gösterilmesi kararı verildi.”
Sarı ve kırmızının hikayesini Ali Sami Yen şöyle anlatır; “Birçok yerleri dolaştıktan sonra, nihayet Bahçekapı’daki Şişman Yanko’nun dükkanına gidilerek orada zarif iki yünlü kumaşa tesadüf ettik. Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı. Tezgahtar, mahirane bir el hareketi ile kumaşların dalgalarını birleştirdi. Bir saka kuşunun başı ile kanadının yarattığı renk güzelliğine benzer bir parlaklık hasıl oldu. Ateşin içindeki renk oyunlarını görür gibi olmuştuk. Sarı-Kırmızı alevinin takımımız üstünde parıldamasını tasavvur ediyor ve bizi derhal galibiyetten galibiyete götüreceğini tahayyül ediyorduk. Nitekim de öyle oldu.”
Ali Sami Yen stadı; “1959 yılında inşaat başladı. 1961 yılında Refik Selimoğlu’nun başkanlığı sırasında Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü ile yeni bir anlaşma yapılarak, inşası başlamış olan stadın üst kullanım hakkı kesin bir şekilde Galatasaray’a verildi. 20 Aralık 1964’te olaylı bir şekilde açıldı. Aşırı kalabalık nedeniyle tribünlerde çıkan panik sonucu 1 kişi öldü, 80 kişi de yaralandı. 1965’te ilk kez ışıklandırıldı. Ancak fazla gece maçı oynanmadı. 1970’li yılların başında İnönü Stadı’nın yeniden kullanılmaya başlanmasıyla bir süre için terk edildi. 70’li yıllarda daha çok antrenmanlar için Galatasaray tarafından kullanıldı. Bu yıllarda stat terk edilmiş bir şekilde bakımsız olarak kaldı. 1981 yılında zemini çimlendirilerek tekrar açıldı. 1993 yılında ışıklandırılma sistemi yenilenerek yeniden gece maçları oynanmaya başladı. Aynı yıl Türkiye’de ilk kez kombine bilet sistemi Ali Sami Yen’de başlatıldı. Aynı yıl koltuk sistemine geçildi. Ayakta yaklaşık 35.000 olan seyirci kapasitesi 22.000’e indi.“
Rerere Rarara Gasaray Gasaray Cimbombom. Taraftarın desteğini ve sevgisini göstermek için kullandığı marşlar ve sloganlar içerisinde en akıllarda kalanlardır birisidir rerere rarara. “Hakkında bir sürü şehir efsanesi olan cimbom isminin babası eski bir Galatasaraylı futbolcu olan Sabit Cinol’dur. Türkiye ye getiren Sabit Cinol’dur 1924 yılında eğitim için gittiği İsviçre de aynı zamanda futbol oynayan Sabit Cinol, futbolcusu olduğu Servette Futbol takımının sloganından esinlenerek bu kelimeyi uydurmuştur. Cinol Servette’nin sloganını Galatasaray’a uyarlamış ve kelime kulüp ve taraftarlarca benimsenmiştir. 90 senelik slogan artık Galatasaray ile eş anlamlı.”
Ahmet Fazıl Güneş olarak ben aklımın ermeye başladığı çocukluk yıllarımda ki bu zamanın 1973 – 1987 yılları arası Galatasaray’ın 14 sene şampiyon olamadığı döneme rastlamasına rağmen, okuduğum okulda sınıfımın çoğu başka takımların taraftarı olduğu halde, o yıllarda dalga geçilmeye çalışılan ve nispeten taraftarı da az olan dönemde inadına Galatasarayı sevdim Galatasaraylı oldum. İyi ki GALATATASARAYLIYIM
Yaşantımızın hangi zamanında olursa olsun bizler insan olarak sosyalleşme ihtiyaçları olan bireyleriz. Spor, sanat, kültür gibi sosyal faaliyetlerden isteyen istediğini seçmekte özgürdür. Bu seçimler muhtelif zamanlarda her türlü insani duyguları bize yaşatacaktır, mutluluk da hüzün de gülmek de ağlamak da bizimdir. Buna yaşamak denir ve Fatih Terim’in 2000 yılı UEFA finali öncesinde yaptığı konuşmasında; “…yine söylüyorum kazanacaksınız, kazanmak için uğraşacaksınız ama netice ne olursa olsun siz benim gönlümde hep kazandınız hep şampiyonsunuz ve öyle kalacaksınız. Allah yardımcımız olsun…” dediği gibi tüm neticelerden bağımsız bizim gönlümüzün şampiyonudur GALATASARAY.
Elinize sağlık. Çok güzel bir tarihi, çok güzel anlatmışsın.