EMİNÖNÜ

Eminönü denince akla ilk olarak vapurlar, vapur iskeleleri, büfeler, balık ekmekçiler, Yeni Camii, güvercinler, seyyar satıcılar, Galata Köprüsü ve balıkçılar gelse de, esas İstanbul’un bir yarısını kapsayan eski bir ilçe olduğu unutulmaya bile başlandı. Tarihi yarımadanın deniz tarafında kalan kısmının Atatürk bulvarı ile Unkapanı – Yenikapı hattı arasında kalan kısmı olarak kısaca İstanbul’un bir yarısıdır Eminönü.

Gündüz – Gece

Bu bölüm tam olarak tarihi bir alan olup her köşesindeki özel yapılarla, anıtlarla ve alanlarla Dünyanın pek çok ülkesinden fazla sayıda tarihi eseri içinde barındırır. Tarihi İstanbul’un kalbi burada atar. Bu bölgenin gece gündüz nüfusu birbirinden o kadar farklıdır ki neredeyse tüm nüfus hareketi ticaret ve turizm merkezinde gerçekleşir. Gündüzleri adım atacak yer bulamazken geceleri de bir o kadar ıssızdır. Bu sebeple bu bölgenin özel bir korunmaya ve kollanmaya ihtiyacı vardır.

ilginizi çekebilir;  LÖPEN

Daha önceleri otoparklarda iyi kötü yer bulabiliyorken şimdilerde otoparklarda yer bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Üstelik merkezinden tramvay ve metro hatları geçmesine rağmen. Şehirlerin en önemli tanıtıcıları özellikle turizm rehberlerinin yaptığı şehir içi turlarıdır. Yaya olarak belirlenen güzergahlarda kulaklıklar vasıtası ile yapılan bu günübirlik turlar için biçilmez kaftandır Eminönü. Harita üzerinden çizeceğiniz her bir hat sizi tarihin derinliklerine götürür. Avrupanın bir çok tarihi şehirlerinde benzer durumlar mevcut olup bu bölgeler tamamen yaya dostu olarak tanzim edilirler ve araçların girmesi maksimumda engellenmiştir. Bizde ise durum tam tersidir, her tarafa araba ile gitmek gibi bir takıntımız mevcut.

Tarih Mirası

Elimizde Dünya mirası bir hazine duruyorken ondan faydalanmak yerine gözlerimizin önünde tahrip edilerek yok edilmesine şahit oluyoruz. Tarihi yarımadanın hiç olmazsa Eminönü kısmı özel araç trafiğine kapatılmalı, belirlenen kabul noktalarına büyük yeraltı otoparkları ile girişler sınırladırılmalı ve yaya trafiğine uygun motorsuz araçlar ile gezi rotaları oluşturulmalıdır. Bu bölge sadece İstanbul’un değil ülkemizin göz bebeğidir. Geçmişten bize emanet edilen Ayasofya’yı, Sultan Ahmed’i, Kapalı Çarşı’yı, Topkapı Sarayı’nı, Süleymaniye’yi ve bu bölgedeki tüm müzeler ile eserleri yarınlara sağ sağlim bırakmak istiyorsak EMİNÖNÜ GÖZÜMÜZÜN ÖNÜ olmalıdır.

bir göz atın: http://www.istanbul.bel.tr