ARA TRANSFER
Gözümüz aydın futbolda ara transfer dönemi açıldı. Zaten parasızlıktan kırılıyorken üzerine covid-19 darbesi yetmezmiş gibi bir de yabancı yayıncının zarar etme bahaneleri ile kırpa kırpa kuşa çevirdiği yayın gelirlerinden sonra oldu mu bu şimdi.
Taraftar Transferi
Yıllarca taraftarlık modelini sadece başarı isteyen ve hep haklı olduğu iddia edilen bir müşteri modeli yaptılar. Sonra da bu müşterilere gerçek değerinin üstünde futbolu satmaya kalktılar. Bir kere mevcut düzende her sene sadece 1 tane şampiyon çıkıyor ve ülkemizde de bunu yapabilecek takımların sayısı yıllarca bir elin parmakları kadar, bu mantıkla sadece bu takımların taraftar sayısı arttı diğerleri nal topladı. Büyük takım küçük takım arasındaki uçurum büyüdü de büyüdü. Sadece öyle olsa iyi bu bir kaç takım arasında da para saçma yarışı hortladı, rekabet akıl ile değil de para ile olunca, her şampiyon olunamayan sene Avrupa kupası gelirleri dönmeyince, zarar üstüne zarar ve dövize bağlı borçlanma da eklenince iflas edildi aslında. Bankalar ile yapılan yapılandırma ile sunni oksijen verilmeye başlandı.
ilginizi çekebilir;
KONYA – GALATASARAY MAÇI NOTLARI
Gündemdeki transfer dedikodularına bakınca özellikle başarı konusunda şartlanmış büyük kulüpler hala vadesi geçmiş son yıllarında olan futbolcu peşindeler. Gerçi bu haberlerin büyük kısmı menajer oyunları ama taraftar olarak bizlerin de öğretildiği gibi başarı ve şan şöhret peşinde olmamız sebebiyle bize kulak veren yöneticilere doğru işaret veremedik.
Taraftar Tanımı
Taraftar tanımını oturup yeni baştan yazmalıyız. Futbolu çocukken oynadığımız mahalle aralarındaki heyecan ile izlemek ve bir renk grubuna aidiyet duyarak futbol adına güzel hareketler, centilmenlikler, güzel kurtarışlar ve eğlence rekabetine dayalı bir çerçeve çizmeliyiz. Maç kazanmanın, kupanın kazanmanın, rekor kırmanın birinci amaç olmadığı bunların sadece oyunun sonucu olduğunu kabullenmemiz gerekiyor. İşte o zaman Alman 3. ligindeki takımın full seyircili sahada oynadığı gibi bizim de dolu sahalara oynamamız beklenebilir.
İşte o yüzden şöhret peşinde değil, ayağı kıvrak, kafası sağlam ve aklı ile oynayan oyuncuları ya yetiştirmeyi öğrenin ya da küçük yaşta keşfetmeyi.