Futbolu izlediğimiz kadar futbol maçlarından sonra yapılan değerlendirmeleri de oldukça izliyoruz. Biraz da kaos besliyor bizi. Genelde bu programlarda basın mensupları bulunurdu, eski kalemler, eski hikayeler hep eskidi gitti. Ama artık basın mensubu olmasına da gerek yok, eski futbolcu, eski hakem yada herhangi bir şey olmanıza da gerek yok, ya düzgün cümle kurabilen ya da en önemlisi bir tarafın fanatiği olmanız yeterli artık.
İlginizi Çekebilir;
Dün akşam spor programlarında kıyamet koptu. Alınan maaşlar, onun adamı bunun adamı, vatan hainliğine kadar büyüdü kavga. Ve hep fısıltı gazetesinde söylenen ama asla dillendirilmeyen kalemşörlerin varlığı bir çok koldan itiraf edilmiş oldu. Ne yapıyor bu adamlar? ne için varlar? neden sadece futbol konuşmazlar durup bir düşünmek lazım.
Hani her kulubün bir taraftar derneği var, seyircilerin amigoları gibi. Deplasmana giderler, transferleri karşılarlar, rakip taraftarlar ile kavga ederler, rakip başkan aleyhine istifa çağrıları yaparlar, olmadı kendi futbolcularını bile ıslıklar hatta arabasında döverler, ne karşılığında acaba. Sorsan renkler uğruna ya da bedava maça girmek diye de sayabiliriz…
Ortada şöyle bir durum var deveye sormuşlar ya neren eğri diye… Biraz ona benziyor… Özellikle 2011 3 Temmuzundan sonra eski futbol kulüp başkanlardan federasyon başkanı olması ile başlayan hızlı bir kaos dönemi; hakemler – MHK, transferler – UEFA cezaları, yöneticiler – HAK MAHRUMİYETLERİ, hukuk ve tahkim kurulu seçimleri ve en önemlisi başkan adaylarının vasıftan ziyade sembolik isimlerden ortaya çıkması ile yaşanan bir ortamda spor basınının da pürü pak olacakları beklenemezdi ve PANDORANIN KUTUSU AÇILDI…
+ There are no comments
Add yours