İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
İfade özgürlüğü, bireylerin düşüncelerini açıkça ifade etme hakkıdır. Bu temel hak, demokratik bir toplumun temel prensiplerinden biridir ve özgür düşünce, ifade ve bilgi edinme hakkını içerir. Yani, insanlar fikirlerini, görüşlerini, duygularını ve düşüncelerini sansür, yasal yaptırım veya tehdit korkusu olmaksızın ifade etme hakkına sahiptirler. Tüm insanların ve tüm ülkelerin demokrasi olsun olmasın bu hakkı koruması ve kollaması insanlık gereğidir.
Nitekim Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde ifade özgürlüğü şu şekilde tanımlanmıştır: “Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak, fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın bilgi ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.” Bu tarifte herhangi bir ülke, yönetim, ideoloji ayrımı yoktur.
İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ
İfade özgürlüğü, iletişim araçları arasında fark gözetmeksizin bilgi ve fikirlerin aranması, erişilmesi ve yayılmasına yarayan her tür faaliyeti kapsar. Bu, sözlü ifade, yazılı metinler, basılı yayınlar, sanat eserleri ve dijital medya gibi birçok farklı platformda gerçekleşebilir.
Tabii ki, özellikle de ülkemizde ifade özgürlüğü mutlak değildir ve bazı sınırlamalar içerir. Örneğin, iftira, müstehcenlik, pornografi, kışkırtma, nefret söylemi, ticari sırlar, gizli bilgiler ve kamu güvenliği gibi çerçevelerle çeşitli sınırlamalar uygulanabilir. Ancak bu sınırlamalar, genellikle başkalarının haklarına saygı ve toplumun genel düzeni gibi nedenlerle getirilir. Bir de atlanmaması gereken en önemli detay bir süredir ülkemizde var olan imtiyazlılar sınıfının dikkatini çekecek unsurlar içermemesidir. Üzülerek ve açık yüreklilikle söylenmelidir ki üstünler hukuku ile hukukun üstünlüğü bitirilmiş alınan kararlarda tarafsızlık ve adalet kalmamıştır.
Özellikle hangi yöneticimize sorarsanız sorun size; “Türkiye’de de ifade özgürlüğü anayasal koruma altına alınmıştır. İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun işleyişi için hayati öneme sahiptir ve bireylerin düşüncelerini özgürce ifade edebilmesi için temel bir hak olarak kabul edilir.” veya benzeri ifadeler söyleyecektir.
GERÇEK BU
Ama hepimizin yaşadığı ve gördüğü şey düşüncelerini ifade eden pek çok insanın, gazetecenin ve hatta sokak röportajı veren sıradan bir vatandaşın bile göz altına alınması, uzun süre tutuklu kalmasıdır. Bu sıradışı hal o kadar kanıksanmıştır ki sıra kendisine gelene kadar her şey normalmiş gibi davranmayı bilen dördüncü maymun olmayı hepimiz öğrendik.