METE GAZOZ
Bugün Mete Gazoz günü olmalıydı, bunca felaket haberleri ve yorumlarından sonra bu genç arkadaş ülkemize ufak da olsa nefes aldıran bir başarı öyküsü izletti bize. 1999 doğumlu ve kimimizin daha çocuk olduğu bu yaşlarda hem çocuk hem de başarılı bir sporcu olarak Türk spor tarihinin ilklerinden, yaşayan efsane oldu bile.
Yaşı Kaç Başı Kaç
Mete Gazoz ismini bundan dört beş sene öncesinden duymaya başladık, şampiyonalarda yavaş yavaş yukarılara çıkıyor, tabela yapıyor ve sürekliliği devam ediyordu. Okçuluk sporu için makul bir süre midir bilmem ama bu Dünya gezegeninin sporda zirvesi ve en değerlisi olan Olimpiyat Altın Madalyasına 22 yaşında ulaşmayı başardı.
Omuz gelişimi için 8 yaşına kadar yüzme kursuna giden, koordinasyon katkısı için basketbol oynayan, görme ve dikkat yeteneğini geliştirmek için 1 sene resim kursuna giden, göz ve el koordinasyonu için 2 yıl piyano eğitimi alan Mete Gazoz’un babası eski milli okçu Metin Gazoz annesi de İstanbul Okçuluk Kulübü başkanı Meral Gazoz. Anlaşılan aile boyu okçu bir geçmişi var ve bu yüzden olması gereken özellikler için bıkmadan, usanmadan ve sabır ile oğullarını süper okçu yapmışlar.
Gerçeğin Ta Kendisi
Kimileri buna başarı hikayesi diyebilir ama terim olarak hikaye pek hoşuma gitmiyor doğrusu, ben buna başarının ta kendisi, bilimin ve aklın zaferi diye tarif edebilirim ancak. Sadece bu sporu yapan bir aile bireysel olarak bu planlamayı yapabiliyor ve bir sporcuyu uluslararası en yüksek seviyeye ulaştırabiliyorlarsa koskoca devlet en azından her bireysel spor branşı için bunu hayde hayde yapar, yapabilir ve yapmalıdır.
Oysa bizim devletimizi yönetenlerin en iyi bildiği şey uluslararası madalya kazanan sporcuları makamına kabul eder, muhtemelen elini öptürür, boy boy resimler çektirir ve son zamanların modası da bakan vasıtasıyla telefon görüşmesini halkın önünde yapıp tebrik etmekten ibaret.
Olimpiyat Yapmak
2000 yılından beri İstanbul’da olimpiyat yapabilmek için çırpınıp duruyoruz. Alacağımıza o kadar emin idik ki hesap kitap dahi yapmadan İkitelli’nin en ayaz tepesine Olimpiyat stadı yaptık, orada futbol oynarken bile rüzgar ve soğuk yüzünden ne çileler çekildi hepimiz biliyoruz. İyi ki oyunları bize vermediler de özellikle atletizm de rekorların kabul edilebilmesi için ortamdaki rüzgar hesabına takılıp elaleme rezil olmadık.
Olimpiyatları düzenleyen tüm ülkelere dikkat ederseniz her branşta ciddi sayıda sporcu ile katıldığının ve madalya sıralamasında genelde ilk 5 içerisinde olduklarını görürsünüz. Tamam madalya katılımdan daha önemli değil ama bence Olimpiyat yapabilmek için daha çook Mete Gazoz gibi sporculara ihtiyacımız var.
Gercekleri gören bir gözle başarının bu şekilde örneklenmesi dikkate değer bir yorum
Çok teşekkürler…