GALATASARAY 1-0 LIVERPOOL
“Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek.”
Bu akşam takımımız tam da Ali Sami Yen’in yüz yirmi yıl önce kuruluş felsefesi olarak kurduğu yukarıdaki cümlenin hakkını vermiş, futbolun doğduğu ve şu an için Dünya’nın en zor liginin en tepesindeki takımı yenmiştir. Kimse bunu küçümsemeye kalkmasın, yiğidin hakkını yiğide teslim edip Okan Buruk ve ekibinin yeterli dikkati verdiğinde neler yapabileceğini kabul edecek. Biz bu maça çıkarken bir önceki Avrupa maçında yaşanan sonucun etkisiyle sonraki iki Türkiye ligi maçında dibe vurmuş biraz şans ve biraz da Uğurcan ile ayakta kalabilmiş bir haldeydik. Galatasaray taraftarına sorsanız %90 ı mağlubiyeti normal karşılar beraberliğe ise mucize derdi. Oysa takım tam da kurucusunun dediği gibi toplu halde tam da takım gibi oynayıp sarı kırmızı renklere adanarak haklı bir galibiyet almıştı bile.
Bu oyun bize şunu gösterdi ki teknik ekip isterse rakibe göre futbol oynayabiliyor ve istediği sonuca ulaşabiliyor. O yüzden biz bundan sonraki yerli yabancı tüm maçlarda Okan Buruk ve ekibinden taktik ve varyasyonları bekliyoruz. Şampiyonlar ligi maçlarından Türkiye ligine nasıl adapte olunur bilmiyorum ama bu haftaki maçtan itibaren önümüze gelene futbol ve taktik dersi vererek arayı açmaya devam etmeliyiz. Kişi uzanamadığı ciğere mundar der ya etrafta böyle çok insan var. Yok Avrupa’dan teklif yokmuş, başka oyun bilmiyormuş, adam değiştirmeyi ya da kesmeyi de bilmiyormuş diye diye kendilerini avutanlar bir süredir onu kazanmak için kötü de oynasa ilk onbirde başlattığı Leroy Sane ve sezonun en gizli kahramanı Rolan Sallai’yi yedek bırakacak kadar kararlı ve cesur onbir seçimini de görmeyeceklerdir zaten.

Barış, Yunus ve Osimhen biraz dikkatli olup asist yapmayı denese oyun belki de 2 veya 3 e kadar gidebilirdi. Rakibin bir kaç tehlikeli pozisyonu olsa da bu seviye olabilecek şeylerin Uğurcan’ın da ekstra performansı ile Liverpool maç sonunda neye uğradığının farkında bile olamamıştı. Burada bir önemli not da taraftarımıza söylemeden geçmek haksızlık olur. Başlama düdüğü ile beraber çıkardıkları ses eminim ki karşı takımın maça girememesinde en az %20 katkı vermiştir. Özetle burası Şampiyonlar Ligi ve 8 maç sonunda ne oyununa ne de rengine bakmıyorlar. Puan olarak ilk 24 içerisinde misin değil misin asıl önemli olan bu. Düşmanlarına inat, algılara inat sen yoluna devam et şanlı GALATASARAY.














