GALATASARAY 3-3 D. KIEV
Takımın uzun sezonda zaman zaman aksaması normaldir. Normal olmayan Okan hocanın maç sonunda sonuca bakmadan oyundan memnun olduğunu açıklamasıdır. Kendine ve takıma toz kondurmamak için oyunu ve kadro açığını görmek istemiyorsan bir gün öyle bir duvara toslarsın ki bir daha dönecek ne vaktin ne de imkanın olmaz. Biz sezona başlarken iki kanat yedeksiz diye son dakika Sallai transferi bile kimseyi tatmin etmemişti. Tek kurtarır Sara’nın ekstra iyi çıkması ve defoları gizlemesi idi. İşte şimdi neredeyse sezon başındaki durumda geldik neden? Çünkü Barış ve Yunus biraz havaya girip oyunu bıraktılar. Mertens de gününde olmayınca Osimhen gibi bir golcüyü besleyemedikleri ortaya çıktı. Bir de savunmada Sanchez benzer bir durumda. Onun da hamleleri zamanında olmayınca zaafları ortaya çıktı. Üzerine Muslera sorunu hatta Torreria’nın düşüşü derken topyekun kayıp. Biz bu değiliz başlangıç ayarlarımıza dönmemiz şart. Öncelikle herkesin sorununu çözmek, gitmek isteyeni göndermek sözleşme meselesini de sezon arasına bırakmamak gerekiyor. Okan hocanın da radikal bir değişimler yapması da şart. Mesela formu düşen Sanchez yerine Nelsson, Barış yerine Yusuf gibi bir iki değişikliği hemen ilk maçta denemelidir.

Transfer sezonu içerisinde sezon başından beri eksik yerler için nasıl hedef konulmaz anlaşılır gibi değil. Yedekte bekleyen oyuncu oynamaz ise küser. Hele ki sahadakinin de dökülmesine rağmen kendisine ilk onbirde yer bulamıyor ise ortada bir sorun var demektir. Bu takımın lüks yedek oyuncuya ihtiyacı yok. Umarız bu dönem alınacak bir iki transfer yeni bir kan getirir de herkes kendine gelir. Osimhen’in biraz daha beslenmemesi halinde onu da kaybederiz. Her şey aleyhimizde iken TFF ve MHK tarafsızlığını kaybetmiş iken bir de kendimizi kaybeder isek işte o zaman kaybederiz. Kimse kalmaz bu takımda, başta başkan sonra Okan hoca ve gerektiği kadar oyuncu. Bu takımın son yıllardaki en dinamik oluşumu başarısızlık durumunda kongresinde üyelerin verdiği tepkidir. Zaten taraftar sürekli başarı istiyor ve öyle bir alıştırıldı ki kazanmaya, en ufak bir tökezlemede isyan başlatıyor. Bu böyle gitmemeli bir normali olmalı bütün bu olanların. Kulüp sürekli başarıya muhtaç olmamalı yenilenebilir bir bütçeye sürdürülebilir bir taraftara ve elbette tekrarlanabilir bir başarıya. Bu ülkede buna en yakın ve uygun kulüptür GALATASARAY.














