GENÇLERBİRLİĞİ & ALTINORDU
TFF 1. Lig puan durumuna baktığımda Gençlerbirliği ve Altınordu takımlarının sıralamadaki yerlerini görünce yazmaya karar verdim. Aslında her iki takımın kendi başına yazacak kadar hikayeleri var elbette ama bana göre ortak bir özellikleri var. Gençlerbirliği uzun yıllar kendi çapında genç yetenekli futbolcu bulup parlatıp parlatıp büyük takımlara satan bir tüccar takımı idi. Şimdilerde de Altınordu kendi yetiştirdiği genç oyuncuları benzer şekilde büyük takımlara satmakta mahir bir kulüp.
Bu iki takım da mevcut kadroları ile bir alt ligde kalabilecek kadar puan toplayamamış olmaları altyapıya önem vermek adına kendilerini örnek gösteren pek çok kişiyi terse yatırmış durumda. Gençlerbirliği uzun bir süre her sene bir büyük transfer yaparak belki de bir sezonun masrafını çıkarıyor iken ne oldu da bu duruma düştü bilmiyorum ama TFF 1. Ligden düştükten sonra bunu bir daha nasıl durdurabilecekler ve bu tarihi kulübü batmaktan kurtarabilecekler mi çok merak ediyorum. Gençlerbirliği’nin Cumhuriyet ile yaşıt olduğunu 14 Mart 1923 yılında kurulduğunu öğrenince takımın bu halde olmasına bir kere daha üzüldüm ama öyle sanıyorum ki Cavcav ailesi bu tarihi kulübü ne yapıp edip yaşatmaya devam ederler. Gençlerbirliği denince uzun yıllar başkanlığını yapmış İlhan CAVCAV’dan bahsetmeden olmazdı. 1981 yılından itibaren vefat edene kadar kulüp başkanlığı yapan Cavcav’ın ailesi Ankara’nın fırıncılık ve değirmencilik yaparken kendisi un fabrikası ile önemli bir iş adamı olmayı da başarmıştır.
GENÇLERBİRLİĞİ İNTERNET SAYFASI
Altınordu kulübünü son bir kaç senedir yıldız oyuncu yetiştirip Avrupa’ya kadar transfer edebilen tam bir futbolcu fabrikası olarak tanıdık öğrendik. Ne ilginç bir tesadüftür ki Altınordu Fuutbol Kulübü de 26 Mart 1923 yılında İzmir’de kurulmuş olmasıyla Gençlerbirliği ile yaşıt olarak benzer bir kaderi paylaşıyorlar. Son on yılın tarihine baktığımız zaman alt yaş guruplarında her sene an az bir derece yapan altyapının örnek takımının buradan başarılı bir A takımı çıkarıp üst liglerde kalabilmesi hatta en yukarılara çıkması beklenirken tekrar bir alt lige düşecek pozisyonda olması umarım kalıcı bir durum değildir. Tarihi bir futbol değeri olan kulüp hemeh hemen her ligde oynamış ve oynamaya da devam edecek. Ancak Altınordu’nun günümüzde örnek olmak gibi bir misyonu olduğu düşünülünce başarısız olması hiç iyi olmaz.
Unutulmaması gereken en önemli unsur bu yetiştirme ruhunun sadece bir kaç kulüpte değil tüm takımlarda gönülden olması gerektiği ve mevcut para öğütücü düzenin böyle devam edemeyeceğinin, gün gelir bütün futbol ikliminin sonunu getirebileceğini de göz ardı etmemek gerektiğidir. Bu iki güzide asırlık takımımız umarım ki geçici bir dönemi yaşıyorlardır da bir gün tekrar layık oldukları yerde görmeye başlarız.